Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*

Bir varmış bir yokmuş.  Çoook uzak diyarların birinde zalim mi zalim bir kral varmış. Ahaliye o kadar eziyet ediyormuş ki halk sonunda isyan etmiş, kralı devirmek için mitingler düzenlemiş, yürüyüş yapmışlar. Kralın ordusu çok güçlüymüş, ahalinin etrafını çeviren askerler saraya haber yollayıp “hepsini yakaladık, ne yapalım” diye sormuşlar. Kral vezirlerini toplayıp halkı cezalandırmak için ne yapmaları gerektiğini sormuş. Vezirlerden biri, hepsini öldürelim, ibret olsun demiş. Bir başkası, hepsini öldürürsek ibret alacak kimse kalmaz, dahası tarlalarımız ekilmez, çöplerimiz toplanmaz en iyisi biraz işkence uygulayıp serbest bırakalım demiş. Kral “Hımm…” demiş, bir kaşını kaldırıp vezirlerin en yaşlısına dönmüş, bilge adam şöyle bir düşünmüş, sonra “Öldürmek de işkence etmek de doğru olmaz” demiş. “En iyisi ayaklarına pranga takmak… Hepimizin çok iyi bildiği gibi tüm isyanlar yürüyüşle başlar, ayakları zincirli olan insanlar yürüyüş yapamaz, yürüyemeyince isyan edemezler. Böylece hem ceza vermiş hem de gelecekteki kalkışmaları engellemiş oluruz.”  Bu teklif kralın çok hoşuna gitmiş, adamlarına emir vermiş, kalın zincirler, demir prangalar hazırlanmış. Zalim kralın işkence yapmadan kendilerini bırakmayacağını düşünen insanlar pranga cezasına itiraz etmemişler, hikaye bu ya bir gün içinde tam 23 milyon 714 bin 642 kişinin ayağına pranga takılmış. İnsanlar ilk günler biraz sıkılsalar da zamanla zincirlere alışmaya başlamışlar. Halkın tepki göstermediğini gören kral yeni doğan bebeklere de pranga takılmasını emretmiş. Kalabalığa çıktığında kendisi de üzeri pırlantalarla süslü bir pranga takıyor, “Görüyorsunuz ben de takıyorum, tamam yürümek biraz zor oluyor ama bağlı olmak güzel bir şey, insan kendini iyi hissediyor” diyormuş. İşin garip tarafı prangalar zamanla insanların hoşuna gitmeye başlamış. “Halkımızın ahlakını koruyor, zincirler yüzünden gençler dansa,  eğlenceye gidemiyor, zina çok azaldı” diyenler çoğunluktaymış. Patronlar fabrikalarda verim arttığı için memnunmuş, işçiler ayaklarında pranga olduğu için tezgahların başından ayrılmıyor, işten kaytaramıyorlarmış. Kaçmak mümkün olmadığı için kapkaç olayı ortadan kalkmış, ayağında zincirle kim hırsızlık yapabilir, soygunlarda büyük oranda azalma olmuş. Prangaların insana güç verdiğini, hastalıklardan koruduğunu, prangasını çıkaranın çarpılacağını, başının beladan ve hastalıktan kurtulamayacağını düşünenler ayaklarına iki – üç pranga takmaya başlamışlar. Ağır pranga taktırmak toplumda ayrı bir övünç kaynağı olmuş. Pranga takanlar birbirlerini kayırdığı için pranganın faydalarına inanmayanlar bile iş bulmak, ihale almak için pranga sayısını artırır olmuş. Peki, olan bitenin ne kadar akıl dışı olduğunun farkında olanlar yok muymuş? Tabi ki varmış ama “neme lazım başıma dert açmayayım diyerek” prangalarını çıkarmaya teşebbüs etmiyorlarmış.

            Dostlarım, hikayeyi güzel bir sona bağlamak, bir kahramanın gelip insanları zincirlerden kurtardığını söylemek isterdim ama bu mümkün değil. Hepimiz az-çok, küçük-büyük, değişik boyutta prangalar taşıyoruz. İlk zincirlerimiz -ki bunlar en kalın, en ağır, kurtulması en zor olanlarıdır- anne babalarımız tarafından daha biz çocukken takılır, sonra okula sıra gelir, kendi prangalarının farkında olmayan öğretmenlerimiz bize bir şeyler öğrettiklerini söyleyerek yeni prangalar takarlar. Politikacılar ve devleti yönetenler daha çok pranga taşımamız için ellerinden gelen gayreti gösterir, gerektiğinde ülkemizde olduğu gibi pranga takmak için uzmanlaşmış okullar açarlar. “Neden bu haldeyiz?”  sorusunun cevabı şu kişi veya bu kişi değil Steve Jobs’un dediği gibi “bizden daha zeki olmayan insanlar tarafından binlerce yıl önce uydurulmuş” dogmalara inanmamızdır. Fiziksel dünya ve gerçekle ilgili olmayan efsane, insan yapımı düşünce kalıplarından kurtulmadıkça daha uygar bir toplum olamayız. Prangalardan kurtulmanın en kolay yolu okumaktır. Daha çok okumalı, öğrendiklerimizi birbirimizle paylaşmalı, bir yandan kendi prangalarımızı bulmaya çalışırken bir yandan etrafımızdakileri uyarmalıyız. Aydın, kendini eğitme çabasının yanında, içinde bulunduğu toplumun prangalarından kurtulması için gayret eden kişidir.  

 

10 Ekim 2017 Salı / 4853 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895