|
Son iki yıl içinde başta Istanbul olmak üzere büyük şehirlerimizde bir biri ardına Anti Aging klinikleri açıldı. Ekonomik durumu iyi olan kişiler (süper olanlar demek daha doğru olabilir) bu merkezlerde önce genel bir check-up tan geçiyor sonrada ilgili hekimden sağlık önerileri, vitamin ve hormon takviyeleri alıyorlar. Bu desteklerin yararları ve zararları konusunda bilim çevrelerinde henüz bir fikir birliği olmamasına rağmen insanları, sağlıklarına dikkat etmek konusunda bilinçlendirmesi ve en azından sağlıklı yaşamın ana prensiplerini öğretmesi açısından yararlılar. Sayın Dr. Hasan İnsel’in İngilizceden aynen alarak getirdiği ve maalesef artık yerleşmeye başlayan Anti Aging terimini değiştirmenin zor olduğunu düşünmekle beraber Sayın Hıncal Uluç ve Sayın İlker Sarıer’in Türkçe bir karşılık bulma çabasına bende katılmak istiyor ve “İyi yaşlanma” yı öneriyorum. Anti Aging’in tam Türkçe karşılığı “Yaşlanmaya karşı” oluyor. Ah... bu keşke mümkün olsa ama değil..... “Geriye yaşlanma” nın tutacağını sanmıyorum. çünkü sahiden kulağa hoş gelmiyor. Nerden biliyorsun? derseniz kliniğimizde birkaç hastama bu terimi kullandığımda yüzlerinin aldığı ifadeden biliyorum. Sanki bir problem sormuşum gibi bakıyorlardı... Bence Sayın Sarıer’in önerdiği “Genç kalmak” ve “Gençleşme” de tıptaki bu yeni hamlenin tam karşılığını-ayrı bir program olduğu hissini- vermiyorlar. “Geç yaşlanma” önerisi biraz daha iyi...
Neden “İyi yaşlanma”? Son yüz yılda batı ülkelerindeki ortalama yaş süresinin 30 yıl uzadığını biliyor musunuz? Bu olgunun muazzam sonuçları henüz tam olarak görülemiyor. Bundan böyle hayat döngüsüne yeni bir yaş dönemi ilave edilecek: bebeklik, çocukluk, gençlik, orta yaş, yaşlılık ve ileri yaşlılık. Sosyal bilimlerle ilgili kişiler ve araştırmalar, özellikle psikolojik açıdan şimdiye kadar yaşlanmanın hep negatif yönlerini ön plana çıkardılar. Bu durum yaşlılıkta ortaya çıkan eksiklikleri ve problemlerin aşırı derecede abartılmasına yol açtı. Sonuçta öyle bir hale geldik ki hepimiz her gün nasıl bir yetersizlik ve eksiklikle karşılaşacağımızı merakla bekler olduk. Eşim ara sıra aynaya dikkatle bakıp: ---Hımmm... bu kırışıklık yoktu, yeni çıktı herhalde... diye mırıldanıyor... Onun, geçen yılların getirdiği izleri takip etme merakına ve becerisine şaşıyorum... Gerçekten de yıllar geçtikçe fiziksel ve duyusal fonksiyonlarımızda azalma oluyor. İşitmemiz bozuluyor, evin alarmını kurarken ve çözerken artık üst kattan gelen bip sesini duyamıyorum. Çocuklar “Tamam baba yeter bastın kuruldu artık..” diyorlar. Bazılarımız yakını daha zor görüyoruz. Tek gözlük yetmez oluyor.. Ama bu arada bir şeyi unutuyoruz: sadece yaşlılığın getirdiği dezavantajlar üzerinde o kadar yoğunlaşıyoruz ki yaşlanmanın bize getirdiği avantajların ve güçlerin farkına varmıyoruz.... Ben 50 yaşındayım. Bir Lamba Cini bana: “Bu yaşında kalmak mı istersin yoksa 10 yıl geriye mi gitmek istersin?” diye sorsa cevabım kesinlikle “Bu yaşımda kalmak isterim..” olur. Eminim içinizde pek çok kişinin cevabı aynı olacaktır. Neden? Bence bunun nedeni “İyi yaşlanma”dır. “İyi yaşlanan” kişiler, kulaklarının daha az işitmesine, gözlerinin daha az görmesine gülerler... Sağlıklı yaşamak için ellerinden geleni yapar ama doğanın kaçınılmaz yasasını da unutmazlar... Yağmurlu havalarda sızlayan dizlerine, geçen yılların kendilerine hediye ettiği olgunluk ve hoş görü battaniyesini örterler.. Bu kadar laftan sonra bir doktor olarak “iyi yaşlanmak” için yapılması gerekenleri özetlemeden geçmek olmaz. Özel kliniklerden birkaç bin dolara alacağınız sırrı ben size bedava veriyorum: “Sigaradan, içkiden, fazla kilodan, stresten, kinden kaçın; Vejeteryan bir diyet uygulayın, spora ,meyvaya, doğaya, bağışlamaya ve hoşgörüye koşun...” Bu kadar basit... Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |