|
Globalleşmenin doğurduğu en büyük tehlikelerden birisinin; kapitalist ülkelerdeki üreticilerin güçlerini birleştirmeleri ve bu birleşmeden oluşan büyük mali gücü arkalarına alarak tüm dünyayı “İstedikleri ürünlerin tüketilmesi” yönünde teşvik etmeleri olduğuna inanıyorum. Batı ülkelerinde, insanları bu dev üretici birliklerine karşı koruyan kuruluşlar olmakla beraber kısıtlı maddi imkanları yüzünden yeteri kadar seslerini duyuramıyorlar. Bizim gibi nispeten fakir olan ülkelerde meydan tamamen bu dev birliklerin (örneğin şarap üreticileri birliği) propagandasına kalıyor.
Haftanın bir kaç günü gazetede şarabın faydalarıyla ilgili bir haber okumanızın nedeni bu üretici birlikleridir. Şaraptaki zengin antioksidanlar, şaraptaki vitaminler, şarabın kalbi önleyici etkisi, şarabın... Böyle devam edip gider. Ne hikmetse şaraptan çok daha zengin antioksidan içeren bitkiler olmasına rağmen (örneğin bildiğimiz “kakao” antioksidan açısından şaraptan daha zengindir) ticari değeri olmadığı için kimse onlardan bahsetmez.
Alkolün kalp üzerindeki etkisini özetleyecek olursak:
1. Kalbe iyi geliyor diyerek ilaç yerine alkol almak doğru değildir. Bunun iki nedeni var; birincisi, Amerika’daki FDA kurumu (dünya doktorlarının fetva makamı), alkolün düşük dozda kalbe iyi geldiğini kabul etmekle birlikte, potansiyel tehlikeleri nedeniyle “alkolün hastalara tavsiye edilmemesi” gerektiğini bildirmiştir. İkincisi; yapılan binlerce çalışmaya rağmen bilimsel çevrelerde hala “alkolün kalbe iyi geldiğine” dair bir fikir birliği yoktur.
Başta Amerika olmak üzere batı kaynaklı araştırmaların çoğu alkolün yararlarından bahsetmektedir. ABD’ de 128.934 erişkinde yapılan uzun süreli bir çalışmada “az-orta derecede tüketilen alkolün=1-2 bardak şarap, bir duble rakı” kalp riskini azalttığı gösterilmiştir(1). Bu araştırmacılar alkol kullanımında (J) eğrisinin önemli olduğunu söylemektedirler. J’nin sol bacağı “hiç alkol almayanların” kalp riskini göstermektedir, orta kısmı, az –orta alkol alanların kalp riskinin düştüğünü, uzun bacak ise fazla alkol alanların kalp riskinin arttığını göstermektedir. Kafanızı fazla karıştırmadan özetleyeyim, bu araştırmacılar diyorlar ki “Az alkol alırsan uzun yaşarsın, çok alkol alırsan hapı yutarsın..” Buna karşılık Japonyada, 40-64 Yaşları arasında kadınlı erkekli 39.076 kişi toplam 11 yıl süreyle izlenmiş içmeyenlerle kıyaslandığında içenlerde kullanılan alkol miktarı arttıkça kalp damar hastalıklarının arttığı ve sonuçta alkolün yararlı bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır(2). Gene Batı İskoçya’da yapılan 21 yıl süren 5766 kişilik bir diğer çalışmada az alkol kullanımının kalp riskini azaltmadığı aşırı kullanımın ise ölüm oranının artırdığı gösterilmiştir(3).
Kafanız iyice karıştıysa özetlemenin tam sırası:
1.Sırf kalbinize iyi gelecek diye kendinizi zorlayarak alkol almayın çünkü tartışmalar hala sürüyor...
2.Alkolü hoşlanarak alıyorsanız, kalbinizi hasta etmemek için miktarı az tutun (günde 1-2 bardak şarap veya 1 duble rakıya eşdeğer alkol).
3.Uzun zamandır yüksek doz alkol alıyorsanız birden bırakmayın, azaltın.
4.Alkol alıyorsanız yemekle birlikte almaya çalışın...
1.Klatsky AL, Friedman GD, Armstrong MA, Kipp H. Wine, liquor, beer, and mortality. Am J Epidemiol. 2003; 158: 585-95.
2.Nakaya N, Kurashima K, Yamaguchi J, et al. Alcohol consumption and mortality in Japan: the Miyagi cohort study. J Epidemiol 2004; Suppl 1 s:18-25
3.Hart CL., Smith GD, Hole DJ, Hawthone VM. Alchol consumption and mortality from all causes, coronary heart disease and stroke:results from a prospective cohort study of scottish men with 21 years of follow up. BMJ 1999;318:1725-9
Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |