Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*
Sevgili okurlarım, geçenlerde bir hastamdan bana geçmeye çalışan bir “domuz gribi virüsü” yakaladım. Daha önce hiç görmediğim için çok heyecanlanmıştım. Kendisine gazetede bir köşem olduğunu, röportaj yapabileceğimizi söyledim ama kabul etmedi. “Seni Ayşe Arman’a veririm, seks hayatını anlatmak zorunda kalırsın” tehdidinden sonra bülbül gibi şakımaya başladı. İşte domuz gribi virüsü ile yaptığım röportaj:  
Neden size domuz gribi diyorlar?
Onuncu kuşaktan büyük dedem ailesi ile birlikte bir domuzda yaşıyormuş. Meksika’da ilkel bir çitlikte sıkış tıkış yaşarken büyük dedem ‘yetti artık” deyip çiftlik sahibinin oğluna atlayıvermiş. İnsanlar bizi o günden sonra tanıdı. Sonra da biliyorsunuz ismimizi değiştirdiler.
Yeni isminizi beğendiniz mi?
Kesinlikle hayır. Bilim adamları H1 N1 diyor ama halkımız benimsemedi. Biz domuz gribi ismini istiyoruz. Halkın benimsemediği bir ismi yaşatamazsınız. Bu konuda gerekirse Cumhurbaşkanına kadar çıkmayı düşünüyoruz.
Kaç yaşındasınız?
Sizin zaman ölçünüzle üç saat yaşındayım. Biz grip virüsleri çok hızlı üreriz. Ben on milyonluk bir ailenin en küçüğüyüm. Benim de şu saate kadar iki milyon çocuğum oldu. Birkaç saat içinde öleceğim ama ölmeden önce milyonlarca çocuk yapacağım. En büyük amacım ve önceliğim tüm canlılar gibi kendi neslimin devamını sağlamak.
Aileniz kalabalık mı?
Ailemiz o kadar geniştir ki saymakla bitmez. Siz insanların üzerinde yaşayanlarımızın dışında başta kuşlar olmak üzere kedilerde, maymunlarda kuşlarda yaşayan binlerce çeşit akrabamız var. Atalarım dinazorların yaşadığı milyonlarca yıldan beri dünyada hüküm sürüyorlar. Bu yüzden son günlerde çıkardığınız yaygarayı bir türlü anlamıyorum? Sanki önceden hiç yokmuşuz da yeni ortaya çıkmışız gibi konuşuyorsunuz.  
Sizce bunun sebebi ne olabilir?
Benden duymuş olmayın ama pis kokular alıyorum. Sizden birileri maddi menfaatleri için bizim gücümüzü abartıyor gibime geliyor. Hani şu “aşı” meselesi, bu işte milyarlarca dolar dönüyor diyorlar.
Sizi yeryüzünden silmeye k için uğraşıyorlar, bu çabalara ne diyorsunuz?
Gülüyorum. Evet, sadece gülüyorum... Unutmayın ki siz insanlar dünyada yokken bile biz vardık. Şimdi birkaç uyduruk ilaçla neslimizi ortadan kaldırabileceğinizi düşünüyorsunuz. İlaçlarınızın bizi tanımasını engelleyecek olağanüstü bir kamuflaj yeteneğimiz olduğunu unutuyorsunuz. Tamiflu ilacına karşı hemen direnç geliştirdik. Hem birkaçımızı öldürseniz bile sağ kalanlarımız büyük bir hızla çoğalır ve neslimizi devam ettirir. Bilim adamlarımız (tabi bizimkiler) insan nesli ortadan kalksa bile neslimizin devam edeceğini söylüyor.   
Daha çok kimleri hasta etmeyi seviyorsunuz?
Bizim sizi hasta etme gibi bir amacımız yok, biz kendimize güvenle çoğalacak yaşam alanları arama derdindeyiz. Bu nedenle yaşam şansımız yüksek olan bağışıklığı düşük, iyi beslenmeyen, spor yapmayan, güneşlenmeyen, stres altındaki insanları seçeriz.
Bizden istediğiniz bir açılım var mı?
Size düşman olduğumuzu sanmayın. Aksine insanları severiz çünkü bir bakıma size muhtacız. Bize iyi bir yaşam ortamı sağlıyor, sıcak bir yuva, beslenmemiz için gıda veriyorsunuz. Sizden barış ve anlayış istiyoruz, bağızsızlık ilan etme gibi bir derdimiz yok, haklarımızı verin yeter.
Nasıl yani?
Laf aramızda sizin vücudunuzda hoşumuza gitmeyen birkaç şey var. Bir kere yüksek ateşi hiç sevmeyiz, ateşiniz çıkınca bizim hareket ve çoğalma kabiliyetimiz azalıyor, sizin savunma hücreleriniz ise sıcak havada daha iyi savaşıyorlar. Sağolsunlar evhamlı anneler çocuklarına ateş düşürücü vererek bize çok yardımcı oluyorlar. İkinci hoşumuza gitmeyen şey; vücudunuzda yaşayan diğer bakterilerdir. Onlar bizim yerleşmemize, yiyeceklerini paylaşmamıza izin vermiyorlar. Neyse ki sizler gereksiz yere antibiyotik alarak bizim düşmanımız olan bakterileri öldürüyorsunuz, böylece meydan bize kalıyor, istediğimiz kadar çoğalıyor ve yayılıyoruz.
Sizi aşı ile yok etme planları var.
Aşı mı? Güldürmeyin beni. Biz o kadar büyük bir aileyiz ki bize karşı gerçekten etkili bir aşı bulmanız imkânsız. Binbir surat gibi devamlı şekil değiştiririz. Hangimize karşı önlem alacak, hangi birimizi yakalayacaksınız?
Son bir soru, bir vücuttan diğerine nasıl gidiyorsunuz?
Sizleri hapşırtarak ve öksürterek...  
Nasıl yani?
Sizin hastalık belirtileri dediğiniz şeyler aslında bizim yayılma stratejilerimizdir. Sabahtan beri öksürdüğünün farkında değil misin? Biraz önce hapşırdın. Burnun da akıyor...
Yani?
Seni hapşırtan ve öksürten benim. Amacım havaya yayılan partiküller ve şu burnundaki salgı ile etrafa yayılmak. Bu arada burnunu silsen iyi olur. Evet, ne diyordum, yeni kurbanlarımızı böyle buluyoruz.  Hapşırmazsan, burnun akmazsa, mendil kullanırsan, elini yıkarsan başka vücutlara geçmem zorlaşır.  
Bizi öldürmeye niyetlisiniz demek?
Kim söylediyse haltetmiş. Bir kere sizin ölmeniz bizim işimize yaramaz. Kendi geleceğimizle oynamak istemeyiz. Evet, sizde kaldığımız süre biraz rahatsızlık veririz ama siz bir yanlış yapmazsanız altı yedi gün en fazla on gün içinde çekip gideriz.  
08 Kasım 2009 Pazar / 16908 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895