İnsan boyunda bir duvarın üzerinde olduğunuzu düşünün. Aşağı atlarsanız yolunuz kısalacak, hedefinize daha çabuk ulaşacaksınız. Öte yandan ayak bileğinizi incitme riskiniz olduğun da farkındasınız. Sizi izleyen 20 kişi var. On sekizi “sakın atlama, ilerdeki merdivenleri kullan” derken iki kişi atlamanızı, bir şey olmayacağını söylüyor. Hatta birisi “Geçen hafta 90 yaşındaki babaannem atladı, hiçbir şey olmadı” diyor.

Tıpta, çoğunluğun “ak” dediği şeye bazılarının “kara” demesi olayıyla sık karşılaşırız.   Örneğin, dünyadaki tüm saygın üniversitelerin “hayvansal gıdaları az tüketin, hem kalp damar hastalığı, hem kanser riskinizi artırır” demesine karşın birisi çıkıp “etten tereyağından korkmayın, bol bol yiyin, benim babaannem et yedi, 90 yaşına kadar yaşadı” der. Benim size tavsiyem böyle durumlarda çoğunluğun ne dediğine bakmanızdır. Sakın iki kişinin sözüne kanıp duvardan atlayanlardan olmayın. “Çoğunluk da yanılabilir” diyenleri anlayışla karşılıyorum. (Bu arada azınlığın yanıldığı örneklerin, çoğunluğun yanıldığını örneklerden daha çok olduğunu hatırlatmak isterim.)    

 

BİTKİSEL BESLENME TANSİYON VE KOLESTEROL İLAÇLARINDAN DAHA İYİ KORUR. 

 

İlaçlarını düzenli alan hastaların çoğu kendilerini güvende hisseder, küçük renkli tabletlerin kendilerini gelecekteki risklerden koruduğu sanırlar. 

-Kolesterol ilacını yuttun mu? Yuttum. İyi o zaman, şu et köftelerini korkmadan götürebilir, şeker hapını da aldıysan üzerine bir de fırında sütlaç yiyebilirsin.

 Oysa gerçek tamamen farklıdır: ilaçlar iyi diyet yapmayan hastaların riskini fazla azaltmaz. Kanada McMaster Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma (Circulation Ağustos 2012) meyve sebze ağırlıklı bitkisel bir diyet uygulayan kişilerin düzenli ilaç kullanan ancak diyet yapmayanlara göre daha sağlıklı ve daha uzun yaşadıklarını gösterdi. 

“Yaşınız ne olursa olsun sağlıklı bir diyet yapmak kalp damar hastalığı riskinizi azaltır. 

Buna karşılık beslenmenize dikkat etmezseniz, hangi ilacı yutarsanız yutun damarlarınızın tıkanmasına engel olmazsınız.” 

Bahsettiğim çalışmada 14 farklı ülkede, yaşları 55 ve üstü olan 31.546 kalp damar hastası 5 yıl süreyle takibe alınıyor. Ciddi damar sorunu olan, kalp krizi veya felç geçirmiş, bacak damarları tıkalı veya şekere bağlı organ hasarlı hastalar bitkisel ağırlıklı beslenenler ve (ilacını düzenli aldığı halde) diyetine dikkat etmeyenler olarak iki gruba ayrılıyor. Geçen sürede 5.190 hastada kalp damar sistemiyle ilgili yeni bir sorun (kalp krizi veya felç) ortaya çıkıyor. İki grubun kıyaslanması bitkisel ağırlıklı beslenen hastalarda felce bağlı ölümlerde %35, yeni kalp krizi gelişiminde %14, kalp yetmezliği gelişiminde %28 azalma olduğunu gösteriyor. Sağlıklı diyet yapmayanlarda ilaçlarını düzenli almalarına rağmen felç ve kalp krizi oranı belirgin olarak daha yüksek bulunuyor. 

Çalışmayı yürüten doktorlardan Dr. Dehghan kalp hastalarının ilaçlarını düzenli alarak riskten kurtulabileceklerini sandıklarını bunun da onların iyi bir diyet yapmalarını önlediğini söylüyor. “Doktorların diyetin önemi konusunda hastalarını daha iyi bilgilendirmeleri gerektiğini”ekliyor. “Özellikle yaşlı hastalar bir yaştan sonra diyetin fazla bir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyorlar. Oysa bu çalışma 55 yaşından sonra yapılan diyet değişikliğinin bile sağlıklı ömrü uzattığını açık olarak gösteriyor” diyor.  

Sonuç olarak “Ben tansiyon ilacımı alıyorum, kolesterol ilacımı düzenli yutuyorum o halde beslenmeme fazla dikkat etmeme gerek yok ” diyenleri bir kez daha uyaralım: balık ve yumurta beyazı dışındaki tüm hayvansal gıdaları (et, tavuk, süt, yoğurt, peynir) azaltıp, tahıl dışı bitkisel gıdalara ağırlık vermeniz sağlığınız açısından menfaatiniz icabıdır.