Günümüzde iki tür şeker kullanıyoruz: çayda kahvede, tatlılarda kullandığımız kristalize beyaz şeker ve yüksek früktozlu mısır şurubu şekeri. Aslına bakarsanız her ikisi de zararlıdır ve her ikisini de kullanmamak gerekir. Mısır şurubu şekeri için özel bir uyarı yapmamın nedeni glukoza kıyasla iki misli daha tatlı olması ve ucuz olması nedeniyle bisküi, pasta, baklava, kola ve benzeri içecekler başta olmak üzere neredeyse tüm tatlıların içine koyulması. Artık şeker kamışı ve pancardan elde edilen sucrose'un (kristalize şeker) yerine yüksek früktozlu mısır şurubu şekeri kullanılıyor.  

Yüksek früktozlu mısır şurubu şekeri 1960’lı yıllarda yeni bir teknoloji ile mısırdan elde edilen glukozun fruktozun içine sokulmasıyla elde edildi. İçinde % 55 fructose, % 42 glucose ve % 3 diğer şekerlerden vardır.   

Lifsiz bir besin maddesiyle (örneğin kolanın veya meyve suyunun içine konulmuş mısır şurubu şekeriyle) aşırı miktarda fruktoz aldığımızda karaciğer enerjisinin tümünü bu früktozu çevirme işleminde kullanırken diğer işlevlerini aksatabilir ki bunun sonucu ürik asit yükselmesine bağlı gut hastalığı, böbrek taşları ve tansiyon yüksekli ortaya çıkar. Burada önemli olan besin maddesinin doğallıktan uzaklaşması lifli yapısını kaybetmesi nedeniyle glisemik endesinin yüksek olmasıdır. Bazı araştırmacılar fazla früktozun insanları daha çok yemeye teşvik ettiğini iddia etmektedir. Hayvan deneyleri bu şekilde aşırı früktoz tüketiminin karaciğer yağlanmasına neden olduğunu ve kan trigliserid seviyesini yükselttiğini göstermiştir. Karaciğerdeki yağlanma da insülin direncini tetiklemektedir. Aşırı früktozun neden olduğu ürik asit yükselmesinin insülin direnci yaptığı ve bunun da obezite ve tip 2 diabete neden olduğu bilinmektedir.