Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*
İnme (felç) en sık ölüme neden olan üç hastalıktan biridir ve aslında bir damar hastalığıdır. Beyin damarlarının yağlanarak, kireçlenerek veya bir pıhtı ile tıkanması ya da kalitesini kaybetmiş olan damarların kanayarak etrafındaki beyin dokusuna zarar vermesi söz konusudur. Felç geçiren her on hastanın dokuzunda damar tıkanması söz konusudur. Damar kanamasına bağlı felç daha az görülür ama daha tehlikelidir. Her iki halde de felç geçirmek istemeyen insanların kalp damar sistemlerine dikkat etmesi gerekir.  
 
Felç geçiren hastadan ıslık çalması veya gülümsemesini istediğimizde yüzün bir yanının düştüğünü, harekete katılmadığını görürüz. Hasta bir taraf elini kaldıramaz veya bacağını oynatamaz. Konuşması bozulmuştur, kelimeleri tam telaffuz edemez veya hiç konuşamaz.    
Felç dediğimiz beyin dokusu harabiyeti ile giden nörolojik rahatsızlık her hastayı aynı derecede etkilemez. Hasar gören dokunun büyüklüğüne göre bazılarında tam felç (pleji), bazılarında yarım felç (parazi) ortaya çıkar. İlk şoku atlatan hastar önüne bakmaya ve düşünmeye başlar: yeni bir atak geçirmemek için, bu rahatsızlıktan kurtulmak için ne yapmalı sorusunun cevabını bulmaya çalışırlar.  Parazi geçiren hastalarda el, ayakta hafif bir uyuşukluk, bazen geçici ağız kayması olup kendiliğinden düzelirken tam felç(pleji) geçirenler yatağa bağlanmak zorunda kalırlar. Felç geçiren her 12 hastadan biri bir süre sonra ikinci bir atak daha geçirir. Ağır bir felç atağı geçiren geçiren her dört hastanın biri sonraki bir yıl içinde hayatını kaybeder. South Carolina'da yapılan ve Şubat 2010'da Neurology dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre felç geçiren kişilerin takib eden dört yıl içerisinde yeni bir felç veya kalp krizinden ölüm riski %53'dür. Gördüğünüz gibi oran oldukça yüksek. Buna karşılık dikkatli olarak, yukarıda saydığım maddeleri uygulayarak ve mümkün olduğu kadar süratle yürümeye başlayarak yeni bir felç geçirme riskinizi minimuma indirebilirsiniz.
İnme sonunda felç olan insanlar, aynı kalp krizi geçiren insanlar gibi tehlikeli bir hastalıkla birden yüzleşmenin sıkıntısını yaşarlar. O güne kadar kendi başlarına böyle bir şey geleceğini düşünmemişlerdir. Birden ağızlarının kayması, ellerinin ayaklarınının tutamaz hale gelmesi insanların moralini bozar, bazılarını depresyona sokar. Aynı şoku aile büyükleri felç geçiren insanlar da yaşar. Babam felç geçirdiği sene tıp fakültesi son sınıf talebesiydim. Sonraki yıl ay hem onun için hem de elinden fazla bir şey gelmeyen biz yakınları için oldukça zor olmuştu. Geçen otuz yılda felcin tedavisi açısından büyük bir gelişme olmadı desem doğru olur. Gerçeği konuşalım, o zaman da tedavisi yoktu şimdi de fazla bir şey yapamıyor; hastayı komplikasyonlardan koruyarak vücudun iyi edici gücüne yardımcı olmaya çalışıyoruz. Tek yapabildiğimiz hastayı yeni bir felç atağınan korumaya çalışmak ve fizik tedavi-rehabilitasyon çalışmaları ile vücudun fonksiyonlarını kaybetmesini engellemek. O halde felç rahatsızlığında önemli olan önceden tedbir alarak felç geçirmemek, en azından felci ileri yaşlara ertelemektir dersek yanlış söylemiş olmayız. 
Peki, felç geçirmemek için ne yapacağız?
Şimdi sıra felç geçirmemek için ne yapacağımıza geldi. Dua etmek ve tahtaya vurmak dışında aşağıdaki hususlara dikkat ederek felçten korunabilirsiniz.    
1-Diyet önemlidir. Total kolesterolünüzü 200 mg, LDL kolesterolünüzü 150 mg’ın altına düşürün. Total kolesterol/HDL kolesterol oranınız 6 nın üzerinde ise ve diyetle oranı 4’ ün altına düşüremiyorsanız ilaç kullanımı açısından doktorunuzla konuşun. 2015 yılı başında Stroke dergisinde yayınlanan bir çalışma, felç riskinin kırmızı et, salam, sucuk sosis gibi işlenmiş etler ve yumurta yeme ile yakından ilişkili olduğunu gösterdi (ARIC çalışması) (1). Şeker veya kalp damar hastalığı olmayan 45-64 yaşları arasındaki 11.601 kişi  beslenme alışkanlıkları açısınan 22 yıl boyunca takibe alınıyor, ne kadar hayvansal protein (et, süt, yumurta) ne kadar sebze yediklerile kaydediliyor. Çalışmanın başında ve sonunda beyin MR tetkikleri yapılıyor. Geçen sürede 699 kişi felç geçiriyor. En çok kırmızı et yiyen grupla en az et yiyen grup kıyaslandığında fazla et yiyenlerde damar tıkanıklığına bağlı felç riskinin % 47 arttığı görülüyor. Aynı şekilde en çok yumurta yiyenlerle en az yumurta yiyenler kıyaslandığında damar kanamasına bağlı (hemorajik) felç riskinin yumurta yiyenlerde % 41 daha fazla olduğu görülüyor. 
2-Atrial fibrilasyon dediğimiz kalp ritim bozukluğu ortaya çıkanlarda rahatsızlığın süratle sonlandırılması ya da ilaçla kontrol altına alınması önemlidir.
3-Fazla kilolardan kurtulmaya çalışın.  
4-Sigarayı mutlaka bırakın. 
5-Tansiyonunuzun 140/90 mmHg’nın altında olması çok önemlidir. Felç atağı geçirmiş birinin tansiyonunu kontrol altına almasının bir sonraki felç riskini % 30-40 azalttığı gösterilmiştir. 
6-Şeker hastalarının şekerlerinin kontrol altında olması önemlidir. HbAıC seviyenizin 7’nin altında olmasına dikkat edin. (Felç geçiren her 4 kişiden biri şeker hastasıdır.)
7-Düzenli yürüyüş yapmak felci engellemek açısından çok önemlidir. Düzenli yürüyerek hem damar tıkanıklığına hem de kanamaya bağlı felçleri büyük ölçüde azaltmak mümkündür. Stroke dergisinde yayınlanan bir çalışmada (Womens Health Study) 39.315  kadın takibe alınıyor. Kadınlar ne sıklıkla ve ne hızda yürüyüş yaptıklarına göre guruplara ayrılıyorlar. Sonuçta haftanın en az beş günü yarım saatten fazla “hızlı tempoda” yürüyüş yapan kadınlarda kanamaya bağlı felç geçirme riskinin % 68, normal hızla yürüyen kadınlarda ise % 57 azaldığı görülmüştür. Her türlü fiziksel aktivetinin devamlı ve düzenli yapılmak kaydıyla felç riskini azalttığı düşünülmektedir.   
8-Alkol kullanımında aşırıya kaçmayın. Ortalamanın günde iki bardağı geçmesi felç riskinin artmasına neden olmaktadır.   
9-Daha önce küçük bir atak geçirdiyseniz, kalp veya boyun damarlarınızda plaklar varsa düşük doz (100 mg) aspirin kullanmaya başlayın. (Asprin yan tesirleri olan bir ilaçtır, “Ne olur ne olmaz ben bir asprin alayım” demeyin.) 
(1) Haring B, Misialek JR, Rebholz CM, et al. Association of dietary protein consumption with incident silent cerebral infarcts and stroke: the ARIC study. Stroke. Published online October 29, 2015.
 

Eminim hepiniz kaldırdınız. Kendisi veya yakınları felç geçirenler bilirler, yatağa bağlı olmak, tuvalete gidememek, yaşamak için başka birinin yardımına ihtiyaç duymak başa gelebilecek felaketlerin en kötüsünden biridir. Çoğu insan ağır bir felç geçirip yatağa bağlanmaktansa öbür dünyaya göçmeyi tercih eder.

Felç geçirmemek için ne yapalım?

            Babam felç geçirdi ben de geçirecek miyim diye endişe etmeyin, aşağıda saydığım hususlara dikkat ederek felç riskinizi % 80 azaltabilirsiniz (1). 

1-Kan şekerinizi kontrol altında tutarsanız riskinizi % 19 oranında azaltırsınız. Tersinden söyleyelim, şekeriniz az da olsa yüksekse, gizli şeker bile olsa, gelecekte felç geçirme riskiniz % 19 artmış demektir.

2-Tansiyon ilaçlarınızı düzenli alıyorsanız veya perhize dikkat ederek tansiyonunuzu 120/80 mm altında tutmayı başarıyorsanız riksiniz % 21 azalır, tansiyonun bana hiçbir zararı dokunmuyor deyip aldırmazlık ediyor veya tansiyonunuzu ölçme zahmetine bile katlanmıyorsanız gelecekte felç geçirme riskiniz % 21 artar.

3-Düzenli spor yapmak felç geçirme riskini % 28 azaltır.

4-Sigara içiyorsanız, gelecekte felç geçirme riskiniz içmeyenlere göre % 36 daha fazla demektir. Gördüğünüz gibi oldukça yüksek bir oran. Çare: hemen, bugünden tezi yok sigarayı bırakmak.

En önemlisi beslenme

            Yukarıda saydığım faktörlerin hepsine dikkat etmenize rağmen beslenmenize dikkat etmezseniz gene de felç geçirebilirsiniz. Et, süt, yoğurt, peynir yumurta gibi hayvansal besinler ve yağlı beslenme felç geçirme riskinizi artırır. Tam aksine bitkisel ağırlıklı bir beslenme uygularsanız felç riskiniz TAM % 44 ORANINDA azalır. Gördüğünüz gibi felç geçirmeme açısından en etkili faktör beslenmedir. Yemek ve salatalarınızdaki yağ miktarını minimuma indirin, yumurta, et, süt, yoğurt, peynir, balık gibi hayvansal besinlerden uzak durun.

(1) J. David Spence. Intensive risk factor control in stroke prevention. 2013; 5: 42. Published online 2013 Oct 1

 

 

 

27 Kasım 2015 Cuma / 7803 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895