|
Geçenlerde yaşıtım bir arkadaşım emekli olup Bodrum'a yerleşeceğini söyledi. Sıkılmayacak mısın diye sorunca “Neden sıkılayım, yan gelip yatacağım, hayatın tadını çıkaracağım” dedi. Dilerim her şey istediği gibi olur. “Yan gelip yatma” maalesef benim hiç beceremediğim bir şey. Bir dakika boş durduğumda anacığımın deyimiyle “bana bir şey batar”, rahatsız olurum, tembellik yapıyorum duygusunu bir vicdan azabı esintisi takip eder. Amaçsız, gayesiz öylesine yan gelip yatmanın (tembelliğin) kötü bir şey olmadığı hatta pek çok faydası olduğuna dair kitaplar da okudum ama bir işe yaramadı. Sanırım sorunun genetik bir tarafı var. Belki de küçüklüğümde “dakikanın” ne kadar önemli bir zaman birimi olduğunu bıkmadan usanmadan tekrarlayan babamdan etkilendim. Ankara Emek mahallesindeki bir apartman dairesine göç ettiğimizde kendisi 75 yaşındaydı. Canı sıkılacak diye çok korktuk. Bir süre sonra annem onun sabah işe gider gibi evden çıktığını akşamüstü yorgun argın geri döndüğünü söylediği. Yürüyüş yapıyor, bir yerlerde oturup dinleniyor diye düşündük. Bir gün yanımda bir arkadaşımla farklı bir güzergahtan eve dönerken babamı ceketini çıkarmış, kolları sıvalı, ter içinde yolun kenarına dikilmiş ağaçların dibindeki pöçükleri (ağacın büyümesini engelleyen dip filizler) temizlerken gördüm. Yanımdaki arkadaşımdan utanmıştım, “Baba ne yapıyorsun burada” diye sitem ettiğimi hatırlıyorum. Gülümseyerek cebinden bir kağıt çıkardı, sokakları tek tek işaretlemiş, normalde belediyenin yapması gereken bir işi kendine amaç edinmişti.
Hep çalışmanın, sürekli olarak bir hedef peşinde koşmanın kötü bir şey olmadığını düşünmemiz için bazı nedenler var. Bir kere araştırmalar şunu gösteriyor ki “Yaşamak için bir nedeni olanlar” bir şeyi hedeflemeden yan gelip yatanlardan daha sıhhatli oluyor ve daha uzun yaşıyorlar. Tam aksine “Hiçbir hedefim yok, hayat bana anlamsız geliyor” diyen hastalardan hep korkmuşumdur, bu kişiler grip başta olmak üzere pek çok hastalığa daha kolay yakalanıyorlar. Kanada'da yapılan bir çalışmada “bir amaçları olup olmadığı” sorulan 6.000 kişi 14 yıl boyunca takip ediliyor. Bu süre içerisinde % 9'u hayatını kaybediyor. Ölenlerin çoğu ilk soruşturmada hayatına bir anlam yükleyemeyen -bir amacı olmayan- kişiler oluyor (1). ABD ve Japonya'da yaşayan 136 bin kişiye bir hedefleri, yaşama amaçları olup olmadığı soruluyor. 7 yıl süren takipte hastaların 4.000 kişi kalp krizi geçiriyor. Önceki sorgulamaya bakıldığında yaşam için kuvvetli bir amacı olanların % 20 daha az kalp krizi geçirdiği görülüyor (2). Yaşlı insanların amaçlarının olması yaşam süresi açısından gençlerden daha önemli bulunuyor. Bir diğer deyimle “yaş yetmiş iş bitmiş” demek yok, seksen yaşında bile (yan gelip yatmanın yanında) bir amacımız olmalı, yaş ilerledikçe “zaten kaç yılım kaldı” düşüncesine asla kapılmamalıyız. Sanki sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi “öğrenme, yeni projelere başlama, ilgilenme, yardım etme” arzumuzu canlı tutmalıyız. Özellikle emekli olanların buna dikkat etmesi, işten ayrıldıktan sora kendilerine yeni bir amaç bulmaları çok önemli.
Bilim adamları neden amacı olan insanlar daha sağlıklı oluyor, daha uzun yaşıyor sorusunun cevabını bulmaya çalışmışlar. Ortak noktalardan biri, amacı olan kişilerin sağlıklarına daha iyi bakması. Bu kişiler kan şekeri ve kolesterollerine dikkat ediyor, yürüyüş yapıyor, kilo almamaya çalışıyorlar (3). Japon araştırmacılar yaşam için bir amacı olan insanların felç, kalp krizi gibi rahatsızlıklara daha az yakalandıklarını buldular. Rush University Medical Center'in yaptığı bir çalışma yaşam amacının sadece kalp krizi felç gibi rahatsızları doeğil Alzheimer riskini de azattığını gösterdi.
Amaç / hedef / proje derken para kazanmayı kast etmediğimi anlamışsınızdır. Sakat çocuğuna bakmak zorunda kalan annenin yaşamak için bir amacı / nedeni vardır. Vakıflarda çalışan gönüllüler para kazanmasalar da bu yıl şu kadar çocuk okuttum, seneye şu kişilere şöyle bir yardım yapacağımı amaç edinebilirler. Sevmeyi becerebilen insanlar yaşama amacı bulmakta daha başarılı olurlar. Sevgi dolu bir insan yalnız kendi yakınlarına değil, arkadaşlarına, dostlarına da sahip çıkar, onların daha iyi halde olması için gayret gösterir. Diğer insanlara, komşunuza, uzak bir akrabanıza, hayvanlara, ağaçlara bir faydanızın olduğunu bilmeniz, fark etmeseniz de yaşama sarılmak için güzel bir nedendir.
(1) Patrick L. Hill, Nicholas A. Turiano Purpose in Life as a Predictor of Mortality Across Adulthood.Psychological Science May 8.
(2) Psychosomatic Medicine: Journal of Biobehavioral Medicine, news release, Dec. 3, 2015
(3) Eric Kim, Nov. 3, 2014, Proceedings of the National Academy of Sciences Early Edition, online
Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |