|
Dünyadaki şirketler arasında karlılığı en yüksek olanların başında ilaç şirketleri geliyor; diğer firmalara göre dört misli fazla kar ediyorlar. İlaç firmalarının para kazanabilmesi için ilk şart sizin hasta olmanız veya en azından hasta olduğunuzu sanmanızdır. Dünyada “önemli bir hastalığı olduğunu sanma yüzdesi” konusunda bir araştırma yapılsa ülkemizin orta yaş üstü bayanları bu konuda birinciliği kimseye kaptırmazlar. İki yaşlı kadın bir araya gelse on dakika sonra sohbet “Senin neyin var?” “Benim şuyum var” muhabbetine dönüşür. Sohbet biraz daha koyulaşırsa kayınvalidem ve arkadaşları gibi“hastalık yarıştırmaya” başlarlar. ---Bende romatizma var... ---Sen de ki bir şey mi benim iki gözüm de de katarakt var..... ---Gözüm dedin de aklıma geldi, benim de kalp damarlarım tıkalıymış... ---Doktor bana da kemiklerin erimiş dedi... Konuşma böyle devam eder gider... Uzaktan gören, çok eğlenceli bir konu konuşuluyormuş zanneder. İnanmıyorsanız annelerinizin arkadaşları ile yaptığı sohbetlere kulak verin ya da benim yaptığım gibi sabah geçerken Beşiktaş-Sait çiftçi dispanserinin önünde bekleyen teyzelere bakın... Oturdukları banklarda bir yandan örgülerini örüp sabah güneşinin tadını çıkarırken bir yandan da kendi aralarında tıptaki son gelişmeleri tartışır, birbirlerine kendi kullandıkları son moda ilaçları tavsiye ederler.. ---Benim dünüre doktoru Kalsiyum vermiş, bana sen de al dedi... ---Benim kız da Amerika’dan bana vitamin getirdi, içinde her şey var anne dedi. Büyük şişe, bütün mahalle kullanıyoruz hala bitiremedik... Yaşlı hastalarımın “Eskiden bu kadar hastalık yoktu, dünyaya bir haller oldu...”dediklerini de sıkça duyarım ki bence bunda haklılar... Zaten tıp dünyasındaki son tartışmalardan biriside “İlaç firmalarının yeni ilaçlar çıkarıp piyasaya sürmek için yeni hastalıklar icat ettikleri” şeklindeki iddialar... Sakın hastalık çeşidindeki bu artma bize ilaç firmalarının bir hediyesi olmasın? Geçen hafta yayınlanan İngiltere kaynaklı bir araştırma bu dedikoduları kısmen doğrular nitelikte. Bizim ülkemizde bayanlar arasında moda olan “Kemik erimesi” hastalığı ve ilaç firmalarının onun tedavisi için yıllardır bize sundukları Kalsiyum tabletlerinin hiçbir işe yaramadığı anlaşıldı. Aberdeen üniversitesinden Prof. Adrian Grant ve ekibi daha önce kırık oluşmuş 5292 kişiyi 2-5 yıl süreyle takibe alıyorlar. Hastaların bir kısmına sadece kalsiyum, bir kısmına kalsiyum ve D vitamini ve sonuncu gruba da hiçbir etkisi olmayan yalancı hap (placebo) veriliyor. Sonuçta üç gurup arasında yeni kırık oluşumu açısından hiçbir fark bulunmuyor. Yani kalsiyum alanlarla almayanlar arasında hiçbir fark yok ve ülkemizde de kemikleri kırılmasın diye her akşam kalsiyum ve D vitamini alan on binlerce kadının bu ilaçları boş yere aldığı bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Bir kez daha diyorum çünkü daha öncede aynı sonuca ulaşan pek çok ciddi bilimsel çalışma yayınlanmış ve kemiklerin sağlam kalması için kullanılan hiçbir kalsiyum desteğinin “spor ve yürüyüş” kadar kemiklere iyi gelmediği gösterilmişti..... Tabii bizim tombik amcalarımızın, teyzelerimizin spor ve yürüyüşle arası iyi olmadığından bu hap işi onların da işine geliyordu. “Yut kalsiyumu, yat aşağı... kemikler sağlam kalsın.” formülünün işe yaramadığı ispat edildikten sonra yürüyüş parkuru olarak sadece yemek masası - mutfak arasındaki uzuuuuun mesafeyi kullananların işi zorlaştı. Benim kemik erimesinden korkan okurlarıma tavsiyem “Doktorunuz özellikle önermediyse” komşu/dünür tavsiyesiyle aldığınız kalsiyumları çöpe atıp hazır havalarda ısınmaya başlamışken yarından tezi yok yürümeye başlamanız. Bu arada, yapacağınız ilk ziyarette doktorunuza son çalışmalardan bir bahsedin belki boş yere kalsiyum yutmaktan kurtulabilirsiniz..... Bu arada ilaç sektörünün önünü açmak adına onlara da birkaç yeni hastalık tavsiyem var.. Kemik erimesinden başladıklarına göre “Cilt buruşması”, “Böbrek büzüşmesi” ile devam edebilirler... Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |