Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*
BİTKİSEL BESLENME YETERSİZ Mİ?
Geçenlerde facebook takipçilerimden birinin annesinden telefon aldım. Ben daha “alo” demeden “Sizden şikayetçiyim çocuklarımızı yanlış yönlendiriyorsunuz” diyerek sitemde bulundu. Kadıncağız çocuğunun gıdasızlıktan hasta olacağından emin, bir an önce tedbir almak istiyor!  Öfkeli anneye kızmadım, bugün Türkiye’deki kardiyologların % 90’ının, “tıkalı kalp damarlarının yağsız bitkisel beslenmeyle açılabileceğinden” haberi yok önlerine gelene stent takıyor, by-pass öneriyorlar. Koca profesörler televizyonlara çıkıp “Kemiklerinizi güçlendirmek için her gün paça çorbası için” diyor. Neyse ki kısa bir sohbetin arkasından sakinleşti, bitkisel beslenmeye aklı çok yatmadı ama kızının beslenmesine karışmaması konusunda mutabık kaldık. (Telefonu kaparken, “Bari söyleyin haftada bir kez et yesin” diyerek son bir hamle daha yaptı.)     
Dostlarım, beslenme konusundaki yanlış bilgilerimizin hepsinin temelinde TİCARET ve KÂR var. Üretilen sütlerin, peynirlerin, yumurtaların, etlerin birilerine satılması, çarkın dönmesi gerekiyor. Gazetelerin hafta sonu ekleri gıda sektörüne ayrılmış durumda. Gariban ıspanak üreticisinin gücü yetmediği için onunla ilgili bir haber okumanız zor. Sayfanın üst yarısında ünlü diyetisyenimiz “Çocuklar her gün üç bardak süt içmeli yoksa zeki olmazlar” diyor, alt yarısında falanca süt firmasının yöneticisi ürünleri nasıl titizlikle hazırladıklarını anlatıyor. Ertesi gün bakıyorsunuz bu sefer sayfanın üst yarısında etteki proteinin ne kadar yararlı olduğu anlatılıyor, alt yarıda falanca sucuk firmasının yöneticisi hijyene ne kadar önem verdiklerinden bahsediyor. Ve maalesef bu beyin yıkamalar işe yarıyor. (Yarıyor ki anneler beni telefonla arayıp fırça atıyor.) Şu anda toplumun büyük kesimi hayvansal besin olmadan yaşayamayacağımıza, bazı vitamin, mineral veya amino asitlerin sadece hayvansal besinlerde olduğuna iman etmiş durumda. Ne yapacağız? Bıkmadan usanmadan sağlıktaki doğruları tekrar tekrar anlatacağız, başka çaremiz yok.  
Beyin yıkamada kullanılan, doğru bilinen yanlışları bir kez daha hatırlayalım:  
“BİTKİLERİN BESLEYİCİ GÜCÜ YETERSİZDİR” YANLIŞI  
Hepimizin bildiği evrensel yasa; hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan bir şey de yok olmaz. Hayvanlar, bahsedilen o sihirli, sadece kendi bünyelerinde olan eşsiz besin maddelerini (!) yoktan var etmezler, edemezler. Yeryüzündeki tüm besin maddeleri iki kaynaktan gelir: güneş ve toprak... İsterseniz buna bir de yaşamını bu iki kaynağa borçlu olan bakterileri ekleyelim. Hayvanlar bize verdikleri besinin tamamını bitkilerden (yani topraktan) alırlar, direk olarak bitkilerden beslenmek varken neden bir aracı hayvansal ürün kullanalım ki?    
“VÜCUDUMUZ ESANSİYEL AMİNO ASİTLERİ YAPAMAZ O YÜZDEN YUMURTA YEMELİYİZ” YANLIŞI
Doğrudur, vücudumuz esansiyel amino asitleri yapamaz ama yalnız insan değil, inek, kuzu, dana da yapamaz, boğa da yapamaz, sadece bitkilerle beslenen  300 kiloluk gorilin vücudu da esansiyel amino asit yapamaz. Bu hayvanlar esansiyel amino asitleri nereden alıyorlarsa bizde oradan alıyoruz: yani bitkilerden... Tüm amino asitlerin kaynağı aynı diğer besin maddelerinde olduğu gibi güneş, toprak (ve mikroplardır.) Yumurtada, sütte, ette bitkilerde olmayan mucize bir amino asit yoktur. Bitkiler ihtiyacımız olan tüm proteinleri ve esansiyel amino asitleri fazlasıyla karşılar ve “az yağlı bitkisel beslenen” bir kişi beslenme planlaması yapmasına gerek bile olmadan ihtiyacının iki misline yakın protein alır (1). 
“HAYVANSAL PROTEN BİTKİSEL PROTEİNDEN DAHA ÜSTÜN” YANLIŞI 
Bu masal, bundan yüz yıl önce yapılan bir çalışmaya dayanıyor (2). Bebek fareleri bitkiyle besleyen bilim adamları farelerin yeteri kadar büyümediğini görerek “bitkisel proteinlerin yeterli olmadığı” sonucuna varıyorlar ve sonrasında bu çalışmayı bitkisel besinlerin zayıflığının delili olarak kullanıyorlar. Burada yapılan yanlış olan anne sütüyle marulu kıyaslamaktır. Bebek fareler hızlı büyümek zorunda oldukları için proteinden çok zengin olan fare sütüne ihtiyaç duyarlar. Fare sütü protein açısından insan sütünden 10 kez daha zengindir. Bu yüzden insan sütüyle beslenen bebek fareler de aynı otla beslenen fareler gibi yeteri kadar büyümezler. Bu sonuca dayanarak insan sütü bebekler için yetersizdir diyebilir miyiz? (İnsan bebeği hızlı büyümek zorunda olmadığı için anne sütündeki protein miktarı fare sütünden düşüktür.)   
“BİTKİSEL PROTEİNLER EKSİK OLDUĞU İÇİN DİKKATLİ OLMALIYIZ” YANLIŞI
Bitkisel proteinlerin ihtiyacımızı karşılayamayacağı, açığın hayvansal proteinlerle karşılanması gerektiği koca bir yalandır, bitkisel proteinler tüm ihtiyacımızı fazlasıyla karşılar. Öyle çok dikkatli olmanıza, elinize kalem kağıt alıp hangi esansiyel amino asit hangi bitkide var diye hesap etmenize de gerek yoktur. Günlük kalorinizin tamamını sadece ıspanaktan veya sadece buğdaydan alsanız bile protein ihtiyacınız fazlasıyla karşılanır. Gene de ideal bir beslenme için haftalık öğününüzde, ideal kilonuzda kalmak şartıyla şu dört besin grubunun olmasına dikkat edin: meyve, sebze, tahıl, bakliyat (3). Dikkat ederseniz günlük öğün değil haftalık öğün diyorum, bir gün meyve veya bakliyat yememiş olmamanız eksiklik olacağı anlamına gelmez çünkü vücudumuz ihtiyacı olan makro ve mikro besinleri gerektiğinde kullanmak üzere depolama kabiliyetine sahiptir. Esansiyel amino asitler, aynı diğer amino asitler gibi yokluk günlerinde kullanılmak üzere vücutta depo edilir. Proteinin tek kaynağı yediğimiz besinler değildir, günlük beslenme dışında yaklaşık 90 gram proteini de vücudumuz endojen olarak kendisi salgılar. Tükürük bezi salgınızdan tutun, mide salgılarına, pankreas salgıları, müsin ve diğer bağırsak salgıları hepsi protein içerir, buna birde bağırsaklarınızda yaşayan ölü proteinlerden elde ettiğiniz proteini eklediğimizde ihtiyacımızı rahatça karşılayacak bir protein kaynağı elde ederiz (4). Vücudunuz aldığınız ve kendi salgıladığı tüm bu proteinleri karıştırır ve ihtiyacı olanı ihtiyacı miktarda alır. 
Dostlarım, Türkiye’nin bütün hastanelerini dolaşın protein eksikliğinden yatan bir kişi bile bulamazsınız, sorunumuz protein eksikliği değil tam tersi PROTEİN FAZLALIĞIDIR. Kanserden tutun kalp krizine, şeker hastalığından tansiyon yüksekliğine tüm kronik hastalıkların kökeninde HAYVANSAL BESİNLERLE ALDIĞIMIZ AŞIRI PROTEİN YÜKÜ ve doymak bilmeyen iştahımız vardır.  
(1)   Nico S. Rizzo,  Karen Jaceldo-Siegl, Joan Sabate, and Gary E. Fraser   Nutrient Profiles of Vegetarian and Non Vegetarian Dietary Patterns. Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics
Volume 113, Issue 12, December 2013, Pages 1610–1619 
(2) http:// www. jbc.org/content/17/3/325.full.pdf
(3)John McDougall, MD Plant Foods Have a Complete Amino Acid Composition. Circulation. 2002; 105: e197 
(4) Moughan PJ1, Rutherfurd SM. Gut luminal endogenous protein: implications for the determination of ileal amino acid digestibility in humans.Br J Nutr. 2012 Aug;108 Suppl 2:S258-63. 
 
29 Nisan 2016 Cuma / 11121 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895