Doktorunuza şikayetinizin tam olarak ne olduğunu, ne zaman, nasıl başladığını ve ne şekilde seyrettiğini doğru ve yeterli bir şekilde anlatmanız son derece önemlidir. Size bir sır vereyim; öyle uzun uzun muayene ettiğimize bakmayın biz doktorlar teşhisi büyük ölçüde sizin anlattıklarınızla koyarız...

Pek çok meslektaşımın başına gelen bir olay bundan yıllar önce Giresun’un bir kazasında benim de başıma geldi. Orta yaşı geçkin bir teyze çalıştığım sağlık ocağında muayene yatağına çıktı ve karnını açıp yattı. “Teyzecim şikayetin nedir?” soruma cevap olarak başını salladı ve karnını biraz daha açtı. Herhalde dedim konuşamıyor.. Olur ya.. dilsiz filan.. Mecburen açılan bölgeyi muayene ettim, en azından o kadarını akıl edebiliyoruz... Teyzem cin gibi bakışlarla benim her hareketimi dikkatle izliyor.. Muayene ederken, yüzünün ifadesinden ağrı var mı diye anlamaya çalışıyorum ama en ufak bir mimik yok, ser verip sır vermiyor... Herhangi bir anormallik bulamayınca bilgi alabileceğim bir yakını var mı ümidiyle dışarı çıkıp baktım.. Kocası kapıda hazır bekliyormuş.. “Size ne şikayeti olduğunu söyledi mi?” diye sorarak yardım istedim. Adamcağız biraz kızarak içeri girip “Kız konuşsana...” diyince teyzemiz “Ben derdimi söyledikten sonra neye yarar, biliyorsa kendi anlasın.....” demez mi. Eminim Anadolu’daki meslektaşlarım hala bu imtihandan geçmekteler..

Amerika da bile muayeneye gidenlerin %13 ünün doktora gerekli bilgiyi veremedikleri anlaşılmış. Bizim ülkede bu oranın, yani derdini doktora anlatamama yüzdesinin, güzel yurdumuzun değişik bölgelerine ve muayenenin yapıldığı yerin genel-özel olmasına göre %5 ila 100 arasında değiştiğine inanıyorum...  Geçenlerde yeşil kart uygulamasından sonra Van da bir doktorun günde iki yüz elli hastaya baktığına dair bir gazete haberi okudum.. Eğer haber doğruysa muayene şöyle olmuştur:

---Şikayetiniz nedir?

---Kar..

---Tamam şu ilacı alın, sıradaki hasta gelsin...

Muayene vaktinin kısıtlı olmasının dışında bazen  vakit olduğu halde hastaların heyecandan veya unutkanlık nedeniyle dertlerini yeteri kadar anlatamadıkları da oluyor. Bazı hastalarım, örneğin muayenede varislerinden şikayet edip eve gittikten sonra telefonla “Doktor bey ben esas sol kolumdaki ağrı için gelmiştim, söylemeyi unuttum...” diyebiliyorlar.... 

Sizlere tavsiyem;  şikayetlerinizi ve sağlık geçmişinizi kısaca not alın.... Gittiğinizde doktorunuza bile verebilirsiniz..  Aynı doktorun devamlı hastasıysanız yeni şikayetlerinizi ve son ziyaretinizden sonra meydana gelen gelişmeleri yazın.. Doktorunuz o kadar afallayacaktır ki size uzaydan gelmiş birisi gibi davranıp garip hareketler yaparsa şaşırmayın...

Önemli bir rica; hazırladığınız sağlık özgeçmişi bir sayfayı aşmasın. Hastam, tapu müdürlüğünden emekli Arif bey gibi üç klasör dolusu şikayetle gelirseniz doktorunuzun arşiv taraması yapmaktan sizi muayeneye vakti kalmaz..

En önemli şikayetinizi en başa yazın, sonra önem sırasına göre diğerlerini sıralayın. Unutmayın sizin için önemli olmayan bir şikayet veya değişiklik doktorunuza hastalığınızla ilgili önemli ip uçları verebilir...