Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*
Bazen birinden hoşlanır ancak bizi neyin çektiğini tam olarak bilemeyiz. 
“Güzel mi – yakışıklı mı?” 
“Eh...” 
“Çok mu akıllı?” 
“Hayır.” 
“Peki, nesine aşık oldun?”  
“Bilmem?” 
Araştırmalar bilemediğimiz bu çekimin merkezinde “koku”nun olabileceğini gösteriyor. Eş seçiminde mantığımızın dışında, otonom sinir sistemimizin yönlendirdiği duyguların da devreye girdiği bir gerçek. Hiçbirimiz eş adayını koklamayız (yoksa kokluyor muyuz?) ancak bilim adamları partnerden gelen kokunun nihai kararımızı etkilediğini gösterdiler. Eski romanlarda gömleklerini, mendillerini koklayabilmek için hayatlarını tehlikeye atan sevgilisinin kokusuna aşık karakterler olurdu. Günümüzde gençler birbirlerinin deodorantlarını kokluyorlar. İlişkilerin daha kısa ömürlü olmasının nedeni bu suni kokular olmasın sakın? Kendi adıma (eski kafalı biri olarak) her gün yıkanan birinin olağanüstü durumlar halinde koku sürmesini gereksiz bulur, kimyasal-suni kokuları son derece itici bulurum. Neyse konuyu dağıtmayalım, her insanın kendine has bir kokusu vardır.   
Kadınlar yumurtlama dönemlerinde -farkın varmadan- erkekleri tahrik eden kokular salar (1). Bu yüzden kadınların ciddi sonuçlanmasını istedikleri hamleleri yumurtlama döneminize denk getirmeleri tavsiye ediliyor. Kokuyla beslenmenin ne alakası var diyeceksiniz. Etrafımıza saldığımız koku genetik yapımızdan tutun, cildimizdeki bakteri florasından, hormonal durumumuza kadar pek çok faktörden etkilenir. “Ne yediğimiz” kokumuzu belirleyen faktörlerin başında gelir. En başta gelen kötü koku nedenlerinden biri besinlerle aldığımız sülfür içeren amino asitlerdir. Aynı miktarda kalori alınmak şartıyla kırmızı et fasülyeden 4 misli fazla sülfür amino asiti içerir, aynı şekilde yumurta mısırdan 4 misli fazla, tavuk pirinçten 7 misli fazla sülfürü amino asit içerir. Hayvansal gıdaları yediğinizde birlikte sülfür de alırsınız ve yalnız cildinizde değil -dişlerinizi fırçalasanız da- nefeste bir koku oluşur. 17 erkek gönüllü üzerinde yapılan bir çalışmada katılımcılar iki gruba ayrılıyor, gruplardan birine iki hafta süresince et yediriliyor daha sonra koltuk altlarından alınan numuneleri koklayan 30 kadın et yemeyen grubun kokusunu daha çekici, hoş ve hafif buluyor (more attractive, more pleasant, and less intense) (2). 
Sonuç olarak ben deodorant sıkıyorum diyenlere lafım yok, buna karşılık tenim güzel koksun diyenler mesajı aldılar sanırım: hayvansal besinler dışarı, bitkisel besinler içeri.   
 
(1) Singh, D., & Bronstad, P. M. (2001). Female body odour is a potential cue to ovulation. Proceedings of the Royal Society of London B: Biological Sciences, 268(1469), 797-801. 
(2) Jan Havlicek The Effect of Meat Consumption on Body Odor Attractiveness Chem. Senses (2006) 31 (8): 747-752. 
 
26 Eylül 2016 Pazartesi / 3801 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895