Yazmaya başladığımdan bu yana sanki “Sağlıkla ilgili çok önemli bir gelişme olacak ta size haber vermekte geç kalacağım” şeklinde ki bir duyguyla tıbbi konularda ki tüm yayınları daha dikkatli takip eder oldum. Bir nevi gazeteciliğe bulaşmanın zorunlu bir cezası bu... Dünyada o kadar garip şeyler oluyor ki; daha çok kazanmaktan başka hiçbir şey düşünmeyen uluslar arası ilaç şirketleri, dönen dolaplar, söylentiler, gerçekleşenler, gerçekleşmesi beklenenler velhasıl okuduğum yazılarla gelişmeler arasında bağlantılar kurdukça paranoyaklaştığımı hissediyorum. öte yandan siyaset, ekonomi, güvenlik gibi çeşitli konularda haftada dört beş makale yazmak zorunda olan köşe yazarlarını da düşününce halime şükrediyor onların nasıl olup da depresyona girmediklerini de merak ediyorum. Belli ki, zaman içinde geliştirdikleri (ilerde benim de öğreneceğim) bir savunma mekanizmaları var ya da depresyondalar ama çaktırmıyorlar...

            Bugün size güzel bir haberim var; Temmuz ayı başında bir Amerikan firması hem kansere hem de AIDS’ ten tutun Hepatit C ve Ebola virüsüne kadar pek çok viral hastalığa (hatta gribe bile) iyi geldiğini iddia ettiği bir ilaç buldu. “Tarvacin” adındaki ilaç yakında kullanımınıza sunulmak üzere şu an Amerika’da test ediliyor. Firma yetkililerine göre kanser ve virüslere karşı yapılan fare deneylerinden mükemmel sonuçlar alınmış. Hepiniz sevindiniz değil mi? Şimdi sıkı durun esas haberi veriyorum; şirket bu ilacı, bioterör saldırısında kullanılması muhtemel 30 virüse karşı test etmek için yetkili kurullara izin başvurusunda bulundu. İnsanların, bioterör yapılma ihtimali nedeniyle önceden bu ilacı satın almaları halinde kazanılacak parayı düşünebiliyor musunuz? Yeni düşman “İslami terör!” artık yalnız silah imalatçısı şirketler ve özel güvenlik şirketlerinin değil ilaç şirketlerinin de gelir kapısı olduğuna göre artık işimiz çok zor...         

            Filmin adını hatırlamıyorum ama içinizde hatırlayanlarınız çıkacaktır. Bir alarm firmasının sahibi, adamlarından birisini geceleri hırsız gibi dolaştırarak evlerin pencere ve kapılarını zorlamasını ve insanları korkutmasını istiyor. Kapısı penceresi zorlanan kişiler de ertesi gün doğru alarm firmasına gidip evlerine alarm taktırıyorlar...

            Bakalım yeni ilaç ilk bioterör saldırısından önce piyasaya verilebilecek mi? Yoksa ilk saldırı beklenip ondan sonra büyük bir satış kampanyası mı yapılacak?

            Gördüğünüz gibi birbirinden ilgisiz konuları alt alta yazıp duruyorum. Paranoyanın bulgularından birisi de bu zaten; şüphe uçuşmaları...

MULTİVİTAMİN ALIYORSANIZ DEMİRE DİKKAT...

Eskiden sağlıklı insanları tanımlamak için “Maşallah kanlı canlı” derdik... Şimdi, en azından yetişkinler için, nerdeyse tam tersinin doğru olduğu gösterildi. Kanlı insanların, bir diğer deyimle kanı yoğun olan veya kanlarında ki demir miktarı fazla olan insanların, hele orta yaş ve üstündeyseler hem“kalp damar hastalıklarına” hem “beyin damar tıkanıklıklarına” hem de “kansere” yakalanma şansları daha yüksek...

            Dr. Mainous ve arkadaşları yaptıkları çalışmalarda diyetteki demir miktarı ve kanser arasında ilişki bulup günlük demir alımları 18 mg.dan fazla olan kişilerde demir alımı normal olanlara göre kanser riskinin arttığını gösterdiler. Yoğun kan ile damar tıkanıkları arasındaki ilişkiyi gösteren başka ciddi çalışmalar da var...

            Hastalarımın içinde boş yere multivitamin alan pek çok kişi olduğunu bildiğim için sizleri de uyarmak istedim. Eğer 40 yaşın üstündeyseniz ve düzenli multivitamin alıyorsanız aldığınız vitaminin içeriğine dikkat edin. İçinde demir varsa, vitamin alıyorum derken  kendi kendinize zarar veriyor olabilirsiniz.  Düzenli C vitamini alanların bu konuda daha da dikkatli olması gerekiyor çünkü C vitamini demirin emilmesini kolaylaştırıyor.

            Ben genellikle kan değerleri normalin alt sınırına yakın olan orta yaş üstü hastalarımda bu kansızlığı yapan başka bir etken olmadığından emin olursam tedavi vermeyip takip etmeyi tercih ediyorum.

            Vejetaryenler de ve adet kanamaları yoğun olan bayanlarda zaman içinde demir eksikliği ortaya çıkabiliyor.  Çocuklarda da beslenme bozuklukları ve parazitlere bağlı olarak demir eksikliğini sık olarak görebiliyoruz ama orta yaş üstündeyseniz “doktorunuz özellikle önermedikçe” demir ihtiva eden ilaçlardan uzak durun....

            Bioterör ilacını nerden mi alacaksınız? Piyasaya verilince haber veririm. Firmanın, “Lüzumsuz ilaçlara düşkünlüğümüzü göz önüne alarak” bizim ülkeyi satış listesinin en başına yerleştirdiğinden eminim...