|
İlaç firmaları ve tıbbi cihaz üreticilerinin son yıllarda ki ortak stratejisi; “Korkut ve sat..”. Yalnız ülkemizde değil bütün dünyada uyguladıkları bir strateji bu. Batı ülkelerinde devlet çeşitli kurumlarıyla halkını bu taktiğe karşı korumaya alıyor, bizim ülkede ise meydan biraz boş. Bütün yük, bu konuda halkı aydınlatmaya çalışan birkaç farmakoloji hocamızın ve sorumluk duygusu sahibi eczacımızın omzunda.... Ben yıllardır firmaların bu stratejisini gülümseyerek izliyor, bazı meslektaşlarımın da bilerek veya bilmeyerek bu taktiğe alet olduklarını görünce de üzülüyorum. Halbuki, yazılı ve görsel medyada boy gösteren biz hekimlerin, “halkın doğru bilgilendirilmesi” açısından büyük bir sorumluluğu var. Biz doktorların, bir dakika içinde söyleyiverdiği bir tavsiye veya yasak binlerce hatta milyonlarca kişiye ulaşıyor. Yürümek faydalı diyoruz, yürüyorsunuz, domates yiyin diyoruz yiyorsunuz, her gün iki kere diyoruz, tamam iki kere diyorsunuz.... ve hepsinden önemlisi “Şu hapı yutun..” deyince önerdiğimiz ilaca, kısıtlı bütçelerinizden para ayırıp, bazen kendinize zarar verme pahasına yutuyorsunuz.... Sırf bize güvendiğiniz için.... İşte bu güven nedeniyledir ki bu fakir ülkede, boğazından, zaruri ihtiyaçlarından kesip ilaç alan, eline geçen üç beş kuruşu her ay kira öder gibi hiçbir işe yaramayan ilaçlara yatıran milyonlarca kişi var. (Ülkemin hekimlerine bu konuda büyük görev düşüyor...) Şimdi bazı gazetelerin daha sonra sütunlarına taşıdığı 22 Haziran tarihli Anadolu ajansı kaynaklı bir habere birlikte göz atalım. Aynı gün iki “Meşhur doktorumuz” aynı konuda beyanat veriyorlar:
“İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. ‘Meşhur doktor’, kimseye kalp krizi Doktorumuz diyor ki; ne yaparsanız yapın kalbiniz tehlike de... Her an kalp krizi geçirip ölebilirsiniz....Zavallı okur, zaten zor yaşam şartları ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle yoğun bir anksiyete içinde, akşam eline alıp gazetede ki haberlere şöyle bir göz atayım derken bir de bakıyor ki kalp krizi riski ile karşı karşıyaymış!.. Sigarayı bırakması, spor yapması bu güne kadar elinden geldiğince dikkatli olmaya çalışması boşunaymış!.... Hemen altında ikinci doktorumuz sazı eline alıyor. Prof. “Meşhur doktor”; ağır üzüntü ve heyecanın da sağlıklı bir kalbin kriz geçirmesine neden olabileceğini ifade ederek, ''Önlem olarak 40 yaş üstündeki herkes günde 100 miligram çocuk aspirini almalı. Eğer ailesinde kalp rahatsızlığı varsa ve diyabetikse, 30 yaşından itibaren aspirin almalı. Günde 100 miligram alınan çocuk aspirini, spazmı azaltarak enfarktüsü önler'' dedi. Vah ki vah.... “Ey ahali sakın dışarı çıkmayın başınıza gök taşı düşebilir.” demek gibi bir şey bu. Biz daha insanımıza sigaranın ve diğer risk faktörlerinin kalp krizindeki önemini anlatmaya, sağlıklı yaşamın temel prensiplerini öğretmeye çalışırken hekimlerimiz diyor ki “Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kalbiniz sağlıklı olsa da kalp krizi geçirebilirsiniz...” Yeteri kadar korktunuz mu? Hadi doğru eczaneye....... Sağlıklı bir kalbi olup da enfarktüs geçiren şu dünyada kaç kişi var ki bu doktor abilerimiz bütün 40 yaş üstündekilerin, üstelik bay-bayan fark etmeden, aspirin almasını öneriyor?.Hem de yan tesirlerinden hiç bahsetmeden.. Ülkemizin bütün sağlık sorunlarını çözdük, sigaraya, yüksek tansiyona, diyabete, obeziteye bağlı kalp hastalığı kalmadı, tek sorunumuz sağlıklı kişilerin kalp krizi geçirmesi! Onu da herkese aspirin yutturarak halledeceğiz!... DİKKAT!... FDA(Dünya doktorlarının fetva makamı), Amerika da “40 yaş üstü sağlıklı kişilerin primer korumada aspirin alması” önerisini ilacın “muhtemel yan tesirleri” yüzünden kesin bir şekilde reddetti. Yani, “Herkes aspirin almalı demek doğru değil”dedi. ...... Şimdi firmalar, Amerika’ da herkese yutturamadıkları hapı, sahipsiziz ya, bize yutturacaklar.... Sayın meslektaşlarıma bundan sonrası için birkaç önerim var; 1. Lütfen “korkutma”nın mantığını sağlam, dozunu daha hafif tutun... Ekonomik şartlar, türban meselesi, YÖK, soykırım toplantısı derken millet zaten toptan depresyona girmek üzere, sonra ilaç yutacak insan kalmayacak..... 2. “Şu ilacı yut” demek, “domates ye” demeye benzemez... En minik ilacın bile çok önemli-öldürücü yan tesirleri olabilir. İlaçların faydalarından bahsederken biraz daha dikkatli olmalı, en azından riskleri ve yan tesirlerinden de mutlaka bahsetmeli ve önerilerimizi hiç olmazsa FDA’nın prensipleri çerçevesinde yapmalıyız. . 3. Yazdığımız yazıları, verdiğimiz beyanatları tekrar tekrar okuyup, üzerinde fikir birliği sağlanmamış, özellikle bilimsel çevrelerde tartışmanın devam ettiği konularda, mümkün olduğu kadar çok kaynağa ulaşarak en doğru bilgiyi bulmaya çalışmalıyız. Hocalarımızın bize öğrettiği, “PRİMUM NİHİL NOCORE”. Yani ; “Aman doktor dikkat et, sakın iyi edeceğim derken hastana zarar verme...”.ilkesine özellikle dikkat etmeliyiz...
Tebligat adresim: Chiowgözex street. Aşağı Bostan sok. Nü: 435 Wxiroizk/Zambia Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2025 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |