Geçen hafta bir arkadaşım aradı; oğlu evin önünde oynarken kuyruğunu çektiği sokak köpeği tarafından ısırılmış. Anladığım kadarıyla kolunda hafif bir sıyrık olmuş. çizilen yeri sabunlu su ile iyice yıkamalarını söyledim. “Kuduz aşısı için nereye götüreyim?” diye sordu telaşla. Hayvanın hâlâ evin önünde olduğunu öğrenince “Köpeği yakala,” dedim, “Şimdilik aşıya gerek yok eve dönerken bakarım.”
Gittiğimde anneyi ve anneanneyi çok endişeli buldum. çocuk ise kolunun ısırıldığını çoktan unutmuş, balkona hapsedilen hayvanla oynamak istiyordu. Köpeğin pek de kuduruk bir hali olmadığını görünce ev ahalisini yatıştırmaya çalıştım.
“Köpeği 10 gün süreyle misafir ederseniz kuduz aşısına gerek kalmaz, boş yere çocuğun canını yakmayalım.”
Teklifime en çok çocuk sevindi. Korkusu tam geçmemişti ama köpek bize bakıp kuyruğunu salladıkça gözleri parlıyordu. Anne, riske girmemek çin kuduz aşısı yapılmasından yanaydı. Anneanne ise nereden duymuşsa mutlaka köpeğin öldürülüp beyninin incelenmesini istiyordu. Yaşlı kadına bu işin o kadar kolay olmadığını, bizi ısırmaya kalkan her köpeği öldürmemiz halinde köpek neslinin ortadan kalkacağını anlatmaya çalıştım. İkna olmayınca da oğluna havale edip balkona köpeğin yanına gittim. Gördüğüm en tatlı sokak köpeklerinden biriydi. Başını okşamama izin verdi. Birkaç dakika içinde sessiz bir anlaşma yaptık; o 10 gün boyunca uslu duracaktı ben de...
İçeri girip aile efradını köpeğin kuduz olmadığı yolunda ikna ettim. “Gördüğünüz gibi son derece uysal ve sağlıklı bir köpek. Hareketlerinde bir gariplik olursa veya su içmezse bana haber verin” dedim. “10 gün boyunca ona iyi bakmayı, her gün mama vermeyi de ihmal etmeyin. Böylece çocuğu hayatı boyunca unutmayacağı bir iğne travmasından korumuş olursunuz.” Arkadaşım köpeğin tuvalet ihtiyacı için günde üç kez dışarı çıkarma görevi üstlenince her şey halloldu.
Ben dışarı çıkarken anneanne dışında herkes ikna olmuştu. Yaşlı kadının “köpeğin beyninin incelenmesi” fikrini kimsenin ciddiye almayacağını umarak evin yolunu tuttum. Tahmin ettiğim gibi 10 gün, birkaç telefon görüşmesiyle, hiçbir sorun çıkmadan çabucak geçti. Arkadaşım köpeği serbest bırakmadan son bir kez daha görmem için ısrar edince tekrar eve uğradım. Köpek o kadar değişmişti ki inanamadım. O kadar çok kaşınıyormuş ki yıkamak zorunda kalmışlar. Tüyleri parlamış, bayağı kilo almıştı. Bu süre içinde sadece üç kez kakasını balkona yapmıştı. Başını okşayıp anlaşmamıza uyduğu için teşekkür ettim.
Kıssadan hisse çıkaralım; birinizi köpek, kedi ısırırsa:
1. Isırılan yeri bol sabunlu suyla iyice yıkayın. Bu basit uygulamanın basit yüzeyel yaralarla kuduz bulaşma riskini yüzde 90 orarıında azalttığı gösterilmiştir.
2. Kuduz virüsü kedi köpek gibi hayvanların önce sinir sistemlerine sonra tükürük bezlerine yerleşir. İnsana geçiş salyadaki virüsler yoluyla olur. Köpek kuduz ise, salyasında virüs görülmesinden en geç 7-10 gün sonra kudurarak ölür. Bu yüzden sizi ısıran köpeği en az 10 gün boyunca gözlemleyecek şekilde önlem alın, yani hayvanın kaçmasına veya kaybolmasına engel olun. Baş ve boyuna yakın daha önemli yaralanmalarda mutlaka bir doktorun fikrini alın.
3. Takibe aldığınız hayvanın bu süre içinde hastalık belirtileri göstermesi veya ölmesi halinde hemen immünglobulin ve aşı uygulamasına başlamak gerekir. Hastalık belirtilerinden kastım şudur: Hayvanın iştahı azalır buna karşın su içme isteğinde belirgin bir artış görülür. Sık sık idrar yapar, yara yerini kaşır. Gözlerde irileşme ve kızarıklık olur, loş yerlere saklanmayı sever. Kediler dolap ve kanepe altlarına saklanır. Bilinç giderek kaybolur ve hırçınlaşır. Bu belirtilerin görülmesi halinde İl Tarım Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne haber vermek ve hasta hayvanın veteriner kontrolüne alınmasını sağlamak gerekir.
4. Eğer ısıran hayvan sahipsizse, yakalama ve gözlem altında tutma imkanınız yoksa kuduz aşısı için doktora müracaat etmeyi ihmal etmeyin.
5. Doktorunuz kuduz serumu uygulamasından sonra aşılama programını başlatacaktır. Kuduz aşısı 0., 3., 7., 14., ve 28 günlerde 5 doz olmak üzere kas içine yapılır. Aşılama şemasına uygun olarak yapılan aşılama ile % 100 oranında başarı sağlanmaktadır.