|
Kim bilir, belki sizin de zaman zaman kullandığınız bir deyiştir bu...
“Aman bey, bu akşam gene çok içtin..” diyen eşinize... veya tıka basa yediğiniz bir akşam yemeğinden sonra “Baba, kolesterolüne dikkat etmiyorsun....” diyen çocuğunuza pişkin pişkin gülüp bana bir şey olmaz havalarında “Acı patlıcanı kırağı çalmaz..” demişsinizdir... En azından halı sahada geçkin yaşınıza ve göbeğinize aldırmadan bir o yana bir bu yana top peşinde koşarken aklınıza gelen “şimdi şurada şak diye düşüp kalmaz mıyım?” endişesini “acı patlıcanı kırağı çalmaz” sözüyle savuşturmuşsunuzdur.
Tipik bir acı patlıcanın özelliklerini aşağıya yazıyorum bakalım etrafınızda görebilecek misiniz?
Acı patlıcanların çoğu erkektir. Orta yaşın üzerinde, alkol ve sigarayla arası iyi kişilerdir. “Atın ölümü arpadan olsun” atasözünü de çok severler ve bu nedenle genelde perhiz yapmayan, biraz kilolu ve damak tadı yerinde insanlardır. Tansiyon ve kolesterol sorunları vardır ama doktora gitmeyi sevmezler. Sosyal yönleri kuvvetli, arkadaş canlısı bireyler olduklarını söyleyebiliriz...
Bu hastalarımı bir hekim olarak tenkit etmekle birlikte, itiraf etmeliyim ki onlara gıpta ettiğim de çok olmuştur. Umursamaz tavırlarına, korkmadan gönüllerince yaşamalarına hayranlık duyarım. Hepsinin beyinlerinin en mutena köşesinde “Acı patlıcanı kırağı çalmaz.” sözünün altın bir çerçeve içinde asılı olduğuna inanıyorum. Ne zaman sağlıklarıyla ilgili kötü bir şey akıllarına gelse hemen bu deyişi hatırlarlar... Hani savaşa giden askerlerin içindeki “Herkes ölebilir ama ben ölmeyeceğim..” duygusu gibi bir şey.
Acı patlıcanlar sağlık konusu açılınca size hep şöyle bir örnek verirler: “Benim bir tanıdığımın dayısı var (adı Ahmet dede olsun), adam 85 yaşında ve günde iki paket sigara içiyor, üstelik her gün bir büyük rakı deviriyor, hala zımba gibi...”. Acı patlıcandan sonraki bu ikinci delilden sonra doktoru olarak söyleyecek hiçbir şeyiniz kalmaz, tıp biliminin ve araştırmaların yenilgisini kabul etmek zorunda kalırsınız. Emin olun 85 yaşında, günde iki paket sigara içen ve her gün bir büyük rakıya rağmen zımba gibi olan Ahmet dedeler olmasalar biz doktorların işi daha kolay olacak. Ama var oldukları da bir gerçek.....
Peki nasıl oluyor da bu Ahmet dedeler modern tıbbın bütün söylediklerine karşı dimdik ayakta durup, biz doktorlar, “aman içme ölürsün” dedikçe sigarayı tüttürüp yüzümüze üflüyorlar? “Aman bari biraz az iç” dedikçe, kadehlerini kaldırıp “raki içen öldü de su içen ölmedi mi?” diye bizimle dalga geçiyorlar? çalışmalar gösteriyor ki bu soruların cevabı; Ahmet dedenin genlerinde gizli.. çoğumuzun hatası da, kendi genlerinin de Ahmet dedenin ki gibi olduğunu sanmak.. ama ne yazık ki değil.. Bu nedenle de Ahmet dede 85’inde hala çapkınlık yapıp, sigara tüttürüp, rakı şişelerini devirirken biz çok erken yaşlarda önemli sağlık sorunlarıyla yüz yüze kalıyoruz.
Şimdi, bu gerçekleri bildikten sonra gerisi gene size kalıyor:
---Eğer ben yine de duygularımın ve isteklerimin doğrultusunda, frene basmadan yaşamak istiyorum diyorsanız, hemen kendinize bir “sigorta poliçesi” çıkartın. Ayaktan ve yatarak tedavi teminatları ve (karınızı seviyorsanız) yüklü bir hayat teminatı eklemeyi unutmayın.
---Yok, benim genlerim farklı olabilir, neme lazım dikkatli olayım diyorsanız, o zaman vakit hiçbir zaman geç değildir, hemen sağlığınızla ilgili önlemleri alın.
Not: 1. Ben hiç acı patlıcan görmedim diyenler ülkemiz hastanelerinin yoğun bakımlarında aynı anda onlarcasını canlı olarak görebilirler..
2. İlk yazı olarak biraz sert oldu ama ne yapalım acı patlıcanlar hafif uyarılardan anlamazlar..
Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |