|
Başlığı görüp de yazımı tıklamayan çok az kişi olacak. çünkü dinlendirici, güzel bir uyku günümüzde pek çok insanın arayıp ta bulamadığı bir nimet... Geçenlerde uykusuzluktan şikayetçi üst düzey yönetici bir hastam “Doktor...” dedi “hiç gece olmasını istemiyorum..” Yoğun stres altındaki hastalarımın bir kısmı uykuya geç dalmaktan, bir kısmı gece sık sık uyunmaktan şikayetçiler. Yeteri kadar uyuyorum diyen pek çok kişi de “sabahları yorgun uyandığından” şikayet ediyor.. Sizi bilmem ama iyi uyku deyince benim aklıma iki şey geliyor: eski Türk filmlerindeki iyi ve mutlu kızın uyanması(tercihen Türkan Şoray )... Yüzünde gülücükler... tül perde hafifçe uçuşurken dışarıdan güneşin ışıkları içeri giriyor... Güzel kız yatağında uyanıp geriniyor... Benim yaşımdakiler bu sahneyi mutlaka hatırlamışlardır.. Diğer aklıma gelen de çocukken sokakta akşama kadar koşturup yorgunluktan kımıldayamayacak halde eve geldiğimde daldığım uyku.... Gözlerinizi açık tutmaya çalışırsınız ama nafile, kendiliğinden kapanırlar.... Hepimiz biliyoruz ki “İyi bir uykuyu” parayla satın alamayız. Onu, siz yatakta dönüp dururken yanınızda horlayarak uyuyan karınızdan borç veya hediye olarak da alamazsınız... Uyku ilaçları mı? Eczaneden alacağınız uyku ilaçları doğal bir uykunun size sağladığı dinginliği ve huzuru hiçbir zaman veremez. En iyi uyku ilacında bile ya ertesi gün sersem gibi kalkar, ya da ilacın verdiği mahmurluğu bütün gün üzerinizden atamazsınız... Gazeteler bu konunun ne kadar ilgi çektiğini bildiklerinden sık sık benim yukarıda yaptığım gibi “İyi uyku uyumanın on altın kuralı” veya “İyi uykunun sırları” gibi başlıklar atar ve altına sizinde de okuya okuya neredeyse ezberlediğiniz şeyleri tekrar tekrar yazarlar. Birkaçını hemen hatırlayalım: Efendim bazılarına göre iyi bir uyku için “ılık bir banyo” şarttır.. Bir diğer olmazsa olmaz, yatmadan önce içilecek bir bardak sıcak “papatya çayı” veya “ıhlamur”... Bazıları “yatmadan önce bir elma yemenin” çok iyi olduğundan bahsederken bir başka dergide “yatmadan önce kısa bir yürüyüşün” çok yararlı olduğunu okuyabilirsiniz.. Tıp fakültesinin son sınıfta uzun bir süre uykusuzluk çektim.. Bir yandan derslerin ağırlığı ve mezuniyetin yaklaşması, diğer yandan okul sonrası belirsizlik ve yaklaşan ihtisas sınavlarının korkusuyla bazen gün ağarana kadar yatakta dönüp durduğum oluyordu. İşte gazetelerdeki papatya çayı, ıhlamur, ılık banyo vb. uygulamalarıyla o yıl tanıştım.. Bütün bitkisel çayları denedikten sonra acaba yatağımdan mı diye yeni bir yatak aldım. Olmadı. Sonra kafayı ışığa taktım, koridorun ışığını yanık bıraktım, yatak odasının kapısını açtım, olmadı... Kapadım olmadı... bir türlü uykuya dalamıyordum. Sonunda öyle bir hale gelmiştim ki yatma hazırlığı benim için özel bir seremoni olmuştu.. Yatak odasının kapısı bir karış açık olacak, koridorun ışığı yanık olacak, kesinlikle ses olmayacak, pencerenin perdesi açık ama tül kapalı olacak, bir bardak ılık papatya çayı içilecek vb. tüm şartları titizlikle uyguladıktan sonra yatağa giriyor ve uyumaya çalışıyordum... Aynı günlerde üyesi olduğum folklor derneği ile birlikte gösteri yapmak için Denizlinin bir ilçesindeki festivale gittik. Bir otobüse doluşmuş 40 genç ve eşlik eden davul, zurna ekibi... İlk gece sabahı zor ettim. On kişinin kaldığı ranzalı lise yatakhanesinde odamda sağladığım şartların hiçbirisi yoktu. Ertesi gün otobüsle festivalin olduğu yere gittik ve dans gösterilerimizi yaptık.. Çok güzel bir gün geçiriyorduk.. Eğlence, müzik, tabii kız arkadaşlar.... Dans gösterisinden sonra dönerken en arka koltukta, ayakta davul çalan Haydar dayının hemen yanında oturuyordum. Bir an gözlerimin kapandığını hissettim.. Uyanıp ta nihayet “uzun zamandır aradığım güzel uykuyu” aldığımı fark ettiğimde Haydar dayı bir saattir kulağımdan 50 cm uzaklıkta davul çalıyor, diğer yanımdaki çalgıcı yanaklarını şişirmiş bütün gücüyle zurnasına üflüyordu. Yatak odasındaki ışığın veya yatmadan önce içilen papatya çayının hiçbir önemi olmadığını o an anladım... Bu güzel uykunun tek sebebi: geçirdiğim güzel ve mutlu günün beni “endişelerimden uzaklaştırmasıydı.” Doktor lafı uzatmada söyle, iyi uykunun sırrı nedir dediğinizi duyar gibiyim... Bence iyi uykunun sırrı “yatağa endişesiz girmek” tir... ve işte bu nedenle genelde “daha az” şeyi olan garibanlar “daha iyi” uyurlarken, endişe edecek, düşünecek “çok şeyi olanlar yatakta dönüp dururlar... “Anksiyete” dediğimiz endişe hali uykularımızın baş düşmanıdır. Dersleriniz, işiniz, geçim endişeniz, kira borcunuz, mahkemeniz, kapıcınız, kaynananız, eşiniz, çocuklarınız sizin için endişe kaynağı olduğu sürece iyi bir uyku yakalamanız biraz zor olacaktır. “Endişelerimizle nasıl baş edeceğiz?” Başka bir yazımızın konusu olacak.. Hepinize sağlıklı ve mutlu günler dilerim... Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |