|
Geç yatmak, modern yaşamın “olmazsa olmaz” şartlarından biri oldu. Etrafınıza bir bakın, saat 22.30 dan önce yatağa giren kişi sayısının ne kadar az olduğunu göreceksiniz. İşin garip tarafı, yeteri kadar uyumak biraz ayıp da sayılıyor. Erken yatanlar, kendilerine yakıştırılan“ hayattan zevk almasını bilmeyen asosyal” kişiler gurubuna girmemek için yalan söylemeyi bile tercih ediyorlar. ---“Yok canım, kim o saatte yatar, tabi ki 12 den önce yatmam.” diyorlar tabii eğer yanında onu derhal yalanlayan bir karıları yoksa.. --- “Aaaa... Geç yatarım diyene bak.. Necmi dün gece saat 9’da yattığını unutuyorsun galiba...” diyen ses bütün karizmayı bir anda çiziyor. Cevap hazır: --- “Ama karıcım dün gece bir istisnaydı, o gün işte nasıl yorulduğumu sana söylemiştim...” şeklindeki kıvırtmalar inatla direnen eşin: ---“Siz onun öyle dediğine bakmayın Necmi her gece saat 10 dan önce yatar...” kesin hükmüyle tam olarak bitiyor ve zavallı Necmi, yüzünde mahcup bir gülümsemeyle “Erken yatan, uykucu, asosyal, 2.sınıf” erkekler klübüne dahil ediliveriyor....
Halbuki televizyon denilen alet icat edilmeden önce havanın kararması bizler için “yat emri” gibi bir şeydi. Büyükler “yatsı namazına” kadar zor bekler, abdestlerinin bozulmaması için kendiliğinden kapanan göz kapaklarına direnir, namazdan sonra da hemen yatarlardı ki bu bugünün saati ile gece 9-10 demekti. Yani günümüzde pek çok insanın işten eve geldikten sonra yemeğini bitirip “artık kendim için bir şeyler yapayım” dediği vakit. Ben günümüzde başta depresyon olmak üzere ruhsal rahatsızlıkların hızla artışının arkasındaki en önemli sebeplerden birisinin “geç yatma-az uyuma” olduğuna inanıyorum.
Aşağıdaki cümleyi çalışan bayan hastalarımdan çok işitiyorum: ---“Saat gece 8 gibi evde oluyorum, yemek hazırlığı, yemek, sofrayı toplama derken saat 10 oluyor, sonra biraz çocukla ilgileniyorum ve kitap okuyorum, televizyon derken yatmam 1-2 yi buluyor.” ---“Peki kaçta uyanıyorsunuz?” Diye soruyorum. Cevap: ---“İşe gittiğim için erken uyanmak zorunda kalıyorum.. Saat 07 de dışarı çıkmış oluyorum.”
Gördüğünüz gibi toplam 4-5 saatlik bir uyku ve sevgili okurlarım; şayet biyonik kadın veya robot erkek değilseniz günde 4-5 saatlik bir uyku hiçbirinize yetmez. Önceleri yeter gibi gelmesi sizi aldatmasın. Hatta bir süre kendinizle övünüp erken uyuyanlarla dalga bile geçebilirsiniz ama bir süre sonra sabah yorgun kalktığınızı, gün boyu kendinizi yorgun ve isteksiz hissettiğinizi, en hafifinden ense, sırt ve baş ağrılarınızın başladığını fark edersiniz. Bilimsel çalışmalar, ideal uykunun günde 7-8 saat olduğunu, daha uzun süre uyumanın da ekstra bir faydası olmadığını gösteriyor.
“Günde beş saat uyuyorum, bana yetiyor” diye düşünenler yanılıyor. Başta “yüksek tansiyon” olmak üzere pek çok hastalığın nedeni az uyumaktır. Uyku saatinin ideal uyku süresi olarak kabul ettiğimiz 7-8 saatten bir saat daha az olması hipertansiyon riskini % 37 artırıyor. Tansiyon hastalarının iyi uyuması tansiyonlarını dengede tutmalarına yardımcı olur.
Sonuç olarak; size asker ocağındaki gibi saatle yatıp saatle kalkın demiyorum ama “eğer sabah erken kalkmak zorundaysanız ne yapıp edip gece 11 den önce yatmanızın uzun vadede sağlığınız için çok önemli olduğunu söyleyebilirim... Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2023 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |