|
“Bir şeyler yiyip içerek” uzun yaşamaya çok meraklıyız. Televizyonda gördüğümüz veya gazete de yararlı olduğunu okuduğumuz hemen her şeyi yiyip yutabiliriz. Domates, soğan, brokoli, maydanoz, omega 3, omega 6, selenyum, vitaminler, aklınıza ne gelirse... Buna karşılık “düzenli spor yapın” veya “sigarayı bırakın” dediğim hastalarım sanki başka birine söylüyormuşum gibi hiç reaksiyon vermeden yüzüme bakıyorlar. (İlk zamanlar acaba duymadılar mı diye tereddüt edip tekrar ediyordum ama sonradan anladım ki işlerine gelmiyor...) Bu gün size maalesef gene “boğazınızdan geçmeden” ömrünüzü uzatacak bir başka faktörden bahsedeceğim. New York City üniversitesi’nden Michael Grosman ömrü uzatan faktörlerin en başında “eğitim süresi”nin geldiğini kanıtladı. özetle diyor ki “Uzun yaşamak istiyorsanız elma armut yemeyi bırakın eğitiminize devam edin....” (çeşitli ABD eyaletlerinde eğitim süreleri ile yaşam süreleri kıyaslayan araştırmacılar görüyorlar ki 8 yıl zorunlu eğitim alanlar 6 yıl eğitim alanlardan daha uzun yaşıyorlar.) Eğitim derken mutlaka bir okula devam edip duvarınıza diplomalar asmak zorunda değilsiniz; önemli olan belirli bir konuda araştırma yaparak kendinizi geliştirmeniz, daha önceden bilmediğiniz yeni şeyler öğrenmeye çalışmanız. Mezuniyet sonrası eğitim açısından yeterli imkânları olan bir ülke değiliz ama son yıllarda belediyelerin ve özel üniversitelerin sunduğu olanaklar çoğaldı. İstanbul’da yaşayanlar bu konuda çok şanslılar. Başta Bilgi üniversitesi olmak üzere pek çok üniversite ve özel akademiler, her yaş grubunda insanlara, değişik alanlarda eğitim imkânları sunuyorlar. Aktif hayatla bağlarını koparan, kendilerini emekliliğe hazırlayan hastalarımı yeni bir başlangıç yapmaları için motive etmeye çalıştığımda bazılarının yeni bir şeylere başlamaya karşı büyük bir direnç gösterdiklerini görüyorum. Genellikle ortak cevapları “Bu yaştan sonramı doktor bey....” oluyor..... EVET, BU YAŞTAN SONRA... Sevgili okurlarım uzun ve sağlıklı yaşamak istiyorsak sözlüğümüzden “Bu yaştan sonra...”kelimesini çıkarmamız gerekiyor. “Bu yaştan sonra” Çince öğrenebilir, keman çalabilir, yeniden okula başlayabilir, dans edebilir, bilgisayar öğrenebilir, âşık olabilir, tenis oynayabilir ve kendinizi sakatlamadığınız sürece her türlü sporu yapabilirsiniz....... Geçen hafta televizyonda gösteri adamı Yıldo’yu gördüm. “Buzda dans” adlı yarışma programında partneri ile birlikte buzun üstünde dans ettikten sonra kameraya dönüp “62 yaşındayım, buzda dans etmek çok harika, herkese öneriyorum” dedi. Çok hoşuma gitti. İşte dedim; “Bu yaştan sonra...”demeyen bir kişi..... Neden bazıları 60’lı yıllarında mezarlıklarda yer satın alıp öbür tarafa gitmek için hazırlık yaparken Yıldo buz pateni yapmaya başlıyor? Esasında bunun sırrı büyük ölçüde genetik yapımızda gizli. Bilim adamlarının beş on yıla kalmadan aynı “depresyon geni” gibi “çalışkanlık geni”, “erken emeklilik geni” “60 yaşında buzda dans etmeye cesaret etme geni” bulacaklarından eminim. Gene de her şey genlerde bitmiyor, yaratıcı, bize genetik yapımızın dışında aklımızı kullanarak gidişatı değiştirme imkânı sunuyor. Sonuç olarak bugünden tezi yok hem hayatınızı hem de gelecekle ilgili hayallerinizi yeniden gözden geçirmenizi öneriyorum. “Öğrenmenin yaşı yoktur” felsefesi içinde kendinize yeni hobiler, yeni uğraşılar, yeni eğitim alanları bulun. “Bu yaştan sonra olmaz...” demeyin... “İlerde bir gün yapacağım.” demeyin. Hemen araştırmaya başlayın... Eğer gerçekten istekliyseniz, dudak bükmeden, zevkle eğitim alacak pek çok konu bulabilirsiniz.
KALBİMİZ DE Kİ ELEKTRİK TRAFOLARI... Geçenlerde bir hastam eli nabzında, yüzünde korku dolu bir ifade ile muayeneye geldi. “Doktor bey, bakın kalbim nasıl tekliyor... Sanki her an duracakmış gibi”. Sizin de bazen Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |