Kanserden tutun kalp damar hastalıklarına kadar pek çok önemli rahatsızlık çok yiyenlerde ve şişmanlarda daha sık görülüyor. Bu arada çok yiyen ama şişman olmayanlar fazla sevinmesinler. Bünye itibariyle yedikleri halde kilo almayan kişiler de aynı şişman kişiler gibi kalp damar hastalıkları ve şeker hastalığı açısından risk altındalar. Dünyada uzun yaşama ile beslenme arasındaki ilişkiyi araştıran yüzlerce binlerce araştırma yapılmıştır. Elma, armut, maydonos... Bütün gıdalar didik didik edilmesine rağmen herhangi bir gıdayı fazla yiyerek uzun yaşayacağınızı gösteren hiçbir bilimsel çalışma yoktur. Buna karşılık “az yiyerek-günlük kalori miktarını azaltarak” uzun yaşandığını gösteren pek çok çalışma vardır.

 

AZ YE, İYİ HATIRLA...

            Almanya Meunster Üniversitesinde yapılan bir çalışma kalori kısıtlamasının yaşlı insanlarda hafızayı kuvvetlendirdiğini gösterdi. Araştırmaya katılan insanlar üç gruba ayrılmışlar. Birinci grupta tüm yağların ve şekerli gıdaların kesilmesiyle %30 luk kalori kısıtlaması yapılmış. İkinci grupta zeytinyağı ve balık serbest bırakılmış, üçüncü gruptakilere ise “ne istersen ye” demişler. Üç ay sonra her üç gruba da “kelime hatırlama testi” yapılmış. Kalori kısıtlaması yapanların hafızalarında diyete girmeden önceki değerlere göre olumlu yönde gelişme tespit edilmiş. Diğer iki grupta ise herhangi bir değişiklik olmamış. Araştırmacılar kalori kısıtlamasının damarlardaki inflamatuar etkiyi azaltarak hafıza üzerinde olumlu etki yaptığını düşünüyorlar.

 

ÇOK YE, ÇABUK UNUT....

            Annals of Neurology, Aralık 2008 sayısında Columbia Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir çalışma yayınlandı. Kan şekerindeki ani yükselmeler beyinde hippocampus bölgesini etkileyerek hafızaya zarar veriyor. Şekeri tam olarak kontrol altında olmayan kişilerdeki orta dereceli şeker yükselmesi bile hafızayı olumsuz yönde etkileyebiliyor. Araştırmacılar yaşlanmayla ortaya çıkan hafıza sorunlarının aslında yükselen gizli şekerin verdiği zarara bağlı olabileceğini düşünüyorlar. Yaşa bağlı tip II şekerin kırklı yaşlarımızdan sonra ortaya çıktığını biliyoruz. Düzenli spor, yaşa bağlı şekerin ortaya çıkmasını geciktiriyor. Buradan hareketle; (1) şeker ve unlu gıdalardan sınırlı bir beslenme düzenine geçerek (2) düzenli spor yaparak hafızamızı koruyabiliriz.  

 

YOKSA ŞEKER Mİ VAR?

            Çok yemenin başımıza sardığı belalardan birisi şeker hastalığıdır. Bazıları açlık şeker seviyeleri yüksek olmasına rağmen bazen yıllar boyunca durumun farkına varmazlar. Şekeri yüksek olan her üç kişiden birinin rahatsızlığından haberdar olmadığını biliyoruz. Erken teşhis ve önlem almak yüksek şekerin ilerde oluşturacağı hasarların önlenmesi açısından çok önemlidir. Aşağıdaki bulguları fark etmeniz halinde aklınıza hemen “şeker hastalığı” gelsin.

 

Şüpheden kurtulmanın en kolayı basit bir şeker testidir. Üşenmek yok, yarından tezi yok bir laboratuara gidin ve şekerinizi ölçtürün.

 

TARÇIN ve SİRKEYİ İHMAL ETMEYİN...

Şeker hastası veya ailesinde şekere yatkınlık olan kişilere “Tarçın” tavsiye ediyorum. Tarçının kan şeker seviyesini dengelemekte yararlı olduğu gösterilmiştir. Aşırı yüksek değilse diyetle birlikte tarçın kullarak şekerinizi normal değerlere indirebilirsiniz. Bu amaçlar tarçın kabuğundan yapılmış çay içebilir veya bir tatlı kaşığı toz tarçını bir parça ekmek içinde yutabilirsiniz. Daha iyi bir yol tarçını elma ile birlikte yemektir. Bir elmayı dilimleyin, bir çay kaşığı tarçını üzerine serpip yiyin. Tarçının mikrop öldürücü ve iltihap giderici özelliği de vardır. Grip salgınının olduğu şu günlerde günde birkaç bardak sıçak tarçın içebilirsiniz.

Şeker seviyesi üzerinde etkili doğal gıdalardan birisi de sirkedir. Her öğün içilen iki kaşık sirkenin (örneğin elma sirkesi), şekerin kontrolü açısından metformin denilen ilaç kadar etkili olduğu gösterilmiştir. Sirkenin ayrıca kilo vermenize de yardımcı olacağını unutmayın.