Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*
Hipertansiyon, kan damarları içindeki basıncın artması durumuna denir. İnsan hayatını tehdit eden önemli bir hastalıktır.
            Teokrasi, devletin dini esaslara göre idare edilmesidir. Özgürlüğü tehdit eden toplumsal bir hastalıktır.
            Hipertansiyon erken teşhis edilip, yeterli bir şekilde tedavi edilmezse kontrolü zorlaşır. Hasta yıllar içinde kalıcı sakatlık, hatta ölümle yüz yüze kalır.
            Teokrasiye yönelimin erken teşhis edilip gerekli önlemlerin alınmaması halinde din devletine gidişi önlemek zorlaşır. Gün geçtikçe serpilerek gelişen bağnazlık başta özgürlük olmak üzere modern topluma ait tüm değerleri öldürür.
Hipertansiyon baş ağrısı, ense ağrısı gibi şikayetlere neden olursa da bazen hiçbir belirti vermeyebilir. Kendinizi iyi hissetmeniz tansiyonunuz olmadığı anlamına gelmez.
            Teokrasiye giden ülkelerde iki kesim arasında küçük tartışmalar çıkabilirse de bazen hiçbir sorun olmayabilir. Yazın mayoyla denize girebilmeniz, hafta sonu balıkçıda rakı içebilmeniz teokrasiye gidilmediği anlamına gelmez. 
            Yükselen kan basıncı, başta beyin olmak üzere kalp, böbrekler ve göz gibi hayati organ damarlarında tıkanıklıklar, kanamalar yaparak organların zaman içinde bozulmasına, iş göremez hale gelmesine neden olur. Kalp krizi, böbrek yetmezliği veya körlük gibi çok acı, bazen hayat kaybına kadar giden sonuçlar ortaya çıkar.
            Teokratik ülkelerde, başta hukuk olmak üzere, sağlık, eğitim, ekonomi gibi tüm hayati yapılar dini kurallara göre yeniden yapılandırılır. Çağdışı kalmak, fakirleşmek  gibi acı sonuçlar ülkeyi parçalanmaya kadar götürebilir.   
            Hipertansiyon, anne babasında ve yakın akrabalarında tansiyon yüksekliği olan kişilerde daha sık görülür.    
            Teokrasi, bizim gibi geçmişinde dini esaslara dayalı devlet yönetimi olan toplumlarda, komşularında Teokratik idare şekli olan ülkelerde daha kolay gelişir.  
            Hipertansiyon hiç kimsede bir günde ortaya çıkmaz. Çoğunlukla birkaç yıldan fazla zaman gerektiren bir süreç söz konusudur. Geçiş döneminin yavaş olması, arada normal tansiyon değerlerinin saptanması hastayı rahatlatır, aslında “tansiyon hastası olmadığı” fikrini kuvvetlendirir.   
            Teokrasi de hiçbir zaman bir günde ortaya çıkmaz. Genellikle yıllar, hatta on yıllar gerektiren bir geçiş dönemi gerektirir. Bu dönemin yavaş olması toplumu rahatlatır, “Teokrasi geliyor diyenlerin aslında hayal gördüğü” fikrini kuvvetlendirir.  
            Tansiyon yüksekliği olan kişiler çok uzun bir süre tansiyonlarının yüksek olduğunu kabul etmezler. Bu dönem hastalığı inkar dönemidir. Hastalar ilaca mahkum olmaktan ve muhtemel yan tesirlerden korktukları için “Benim tansiyonum yalnız heyecanlanınca çıkıyor”, “Benim tansiyonum sadece yorulunca çıkıyor” diyerek kendilerini kandırırlar.                                                                              Teokrasiye giden ülkelerdeki insanlar din devletine doğru gidişatı görmezden gelir. İnkarın pek çok nedeni vardır. İyi niyetliler, özgürlüklerin kısıtlanmamasından yanadır. Geçmiş hükümetler dönemindeki yolsuzluklardan ağzı yananlar “Yeter ki eski hortumcular gelmesin, gene koalisyon dönemleri olmasın” diye sesini çıkarmaz. Bazıları ekonominin zarar görmesinden korkar. Bu insanlar gidişatı görmezden gelir, “Çarşaf giyenler eskiden evde oturuyordu şimdi sokağa çıkıyor” gibi komik savunmalarla kendilerini kandırırlar.   Eğer prehipertansiyon döneminde gerekli tedbirler alırsanız hipertansiyon gelişimini önlersiniz. Sorunu görmezden gelerek, “Benim bünyem farklı, bende tansiyon olmaz” veya “Ben yüksek tansiyona alışığım” derseniz hastalığın kötü sonuçlarından kurtulamazsınız. İyi olmak için kilo vermeniz, her gün spor yapmanız, az tuzlu bir diyet uygulamanız, gerektiğinde ilaç kullanmanız gerekir.         Teokrasiye gidişi fark edip gerekli tedbirleri alırsanız din devletine gidişi önleyebilirsiniz. “Bizim toplum İran’dan farklı” veya “Halkın çoğunluğu laiklik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı” diyerek teokrasi gelişimini engelleyemezsiniz. Laik Cumhuriyet ilkelerine, Atatürk devrimlerine tavizsiz olarak bağlanmak, ne olursa olsun bilimin ışığından ayrılmamak çok önemlidir.   
Tansiyon ilaçlarının bazı yan tesirleri olabilir. Halsizlik, kabızlık, bazen ayaklardan şişme yapabilirler. Çare yok; hayati organlarınızı korumak istiyorsanız ilaçların yan etkilerine katlanacaksınız.
            Teokrasiyle mücadelede Atatürk ilkelerinin tavizsiz uygulanması bazı kesimlerde rahatsızlık oluşturabilir. Sesinizi yükseltmeniz halinde ulusalcılıkla, hatta faşistlikle suçlanabilirsiniz. Çare yok; Atatürk’ün Cumhuriyeti size emanet ettiğini gençlerden birisi olduğunuzu düşünüyorsanız her türlü riski göze alacaksınız.
            Şunu sakın unutmayın; hipertansiyonda uygulanan ilaç tedavisinin hastalığı yok etme şansı yoktur. İlaç kullandığınız sürece iyi olur, bırakınca aynı sorunlarla tekrar karşılaşırsınız. Bu yüzden tedavinin hayat boyu sürmesi çok önemlidir.
            Teokrasiye karşı durmak için alacağınız tedbirlerle bazı kişilerdeki “dini kurallarla idare edilen bir devlette yaşama” arzusunu yok etme şansınız yoktur. En ufak bir gevşeme, karanlık günlerin yeniden gelmesine neden olur. Bugün türban takanlar, başörtülü annelerini dini yeteri kadar bilmemekle itham ediyorlar. “Allah indinde daha itibarlı bir yere sahip olmak için” kara çarşaf giymelerinin daha iyi olacağı söylendiğinde onlar için de iş işten geçmiş olacak.
17 Ocak 2009 Cumartesi / 21540 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895