|
Önce bir soru: Yüz kişilik bir sınıf olduğunu düşünelim. Grip olan birini içeri sokup tek tek herkesle tokalaştırsak... Yetmedi, gripli kişiden tek tek herkesin suratına hapşurmasını rica etsek... Amacımız anladınız sanıyorum, yüz kişinin hepsi girip virüsü ile karşılaştığında acaba kaçı grip olur?
Düşünün ve bir cevap verin. Tamamı mı girip olur? Yarısı mı grip olur?..
Cevap:Yaklaşık yüzde onu grip olur, yüzde doksanı virüsle karşılaştığı halde grip olmaz. Çünkü bu doksan kişinin solunum yollarını döşeyen epitel hücrelerindeki alıcı moleküller, genetik yapıları sayesinde o virüsün hücreye girmesine izin vermeyecek şekilde kodlanmışlardır. Grip salgınlarında bazılarımızın salya sümük, ellerinde mendiller gezerken bazılarımızın (ince gömlekle gezdikleri halde) grip olmamalarının nedeni budur. Şunu da ilave etmeliyiz ki bu korunma sadece o sene dolaşımda olan grip suşu içindir, bir sonraki sene ortaya çıkan değişik suş, bu sefer Ali’yi hasta eder, Veli rahat rahat ortalıkta gezebilir veya Ali tekrar hasta olup Veli ikinci kez Ali’yi sinir edebilir. Bu tamamiyle genetik kodlamanıza, daha doğrusu atalarınızdan birisinin çok uzun yıllar önce o suşla karşılaşıp karşılaşmamasına bağlıdır.
Demek ki herkes illa grip olacak, her salgından etkilenecek diye bir kural yok. Nitekim etrafınıza bakın, yılda birkaç kez gripal enfeksiyon geçirenlerin yanında yıllardır grip nedir bilmeyen pek çok insan göreceksiniz.
Aşının koruyuculuğu ne kadardır?
Geçen kış (2008 yılı Şubat Mart aylarında) tüm dünyada görülen ve Istanbul’u da etkileyen grip salgınınıda İnfluenza A (H3 N2) suşu etkili oldu. Aşı üreticisi firmalar bu salgına karşı hazırılıksız yakalandıklarını itiraf ettiler. Ürettikleri aşıda bu suşu tam olarak karşılayan antikorlar olmadığı için aşının koruyucu etkisi yüzde elli civarında kaldı. Bu şu demektir: geçen yıl virüsle karşılaşan aşı olmayan 100 kişinin 10 u hasta oldu, buna karşılık aşı olan 100 kişinin 5’i hasta oldu (aşıya rağmen).
Kimler aşı olmalı?
FDA, basit bir gribin hayati risk oluşturacağı kadar düşkün ve yaşlı insanların, Astımlı ve kronik bronşitli hastaların, kalp hastaları, kronik böbrek hastaları, şeker hastalığı, AIDS gibi kronik hastalığı olanların grip aşısı olmasında fayda olduğunu söylüyor. Ancak maalesef bu tavsiye halka “tüm çocuklar ve herkes aşı olursa iyi olur” şeklinde yansıtılıyor.
Grip aşısı yan etkisi veya komplikasyonları hiç olmayan bir aşı değildir. Aşı olanlar çok küçük de olsa bazı riskleri göze almak zorundalar. Gribin hayati tehlikeye neden olabileceği ağır bir kalp hastası için bu riski göze alabiliriz ama sağlam insanların birkaç gün yatmamak için bu riski kabullenmelerini anlayamıyorum.
1. Çocuklarınıza “doktoru özellikle önermedikçe” grip aşısı yaptırmayın. İçeriğinde ki “thimerosal” katkı maddesinin civa içerdiğini ve çocuklar için neuro-nefrotoksik olabileceğini unutmayın.
2. Grip aşısının aşı yerinde şişlik, kızarıklık ve ağrıya, nadiren de olsa bizzat kendisinin grip benzeri bir hastalığa yol açabileceğini bilin. Occulo-respiratory sendrom dediğimiz bu durumda hırıltılı öksürük, gözde kızarma, ateş ve kas ağrıları ile grip benzeri bir tablo ortaya çıkar.
3. Grip aşısının özellikle yumurta alerjisi olan kişilerde nadiren ürtiker ve anaflaktik şoka neden olan alerjik reaksiyonlar yapabileceğini bilmenizde fayda var.
4. Grip aşısının önemli komplikasyonlarından birisi Guillain-Barré sendromudur. Sırt ağrısı, bacaklarda ileri derecede haslizlik ve yürüyememe şikayetleri ile başlar. Birkaç saat veya gün içinde ilerler, sinir sistemini etkilediği için yutma güçlüğü ve nefes darılığına neden olabilir.
5.Grip aşısına bağlı olarak ortaya çıkan atipik pnömoniler (zatüre) bildirilmiştir.
Sevgili okurlarım, grip geçiren kişinin vücudunda o virüse karşı koruyucu antikorlar oluşur ve bir daha aynı virüsle karşılaştığında etkilenmezler. Geçirdiğiniz her gripten daha güçlü çıkarsınız. Bu yüzden yukarda belirttiğim FDA’nın aşı olmasını önerdiği gruplardan birisine girmiyorsanız grip olmaktan korkmayın ve aşı olmayın. Grip virüsü elektrik düğmesi, kapı kolu gibi herkesin ortak kullandığı, dokunduğu eşyaların üzerinde birkaç gün yaşayabilir. Enfekte kapı kolu ve elektrik düğmelerinin üzerinde bir gün sonra bile %33 oranında virüs saptanmıştır. Bu yüzden eve gelince, yemeklerden önce elinizi sabunla yıkamaya dikkat edin. Grip olursanız (bugünlerde Istanbul’da gene bir salgın var) tavuk suyuna çorba, nane limon, ıhlamur için, bol bol sebze meyve yiyin, en önemlisi, istirihat edin, biraz tembellik yapıp gribin tadını çıkarın. Her şekilde iyi olmak için bir hafta-on güne ihtiyacınız var, bu yüzden doktorunuzu size antibiyotik vermesi için zorlamayın.
Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |