Ortak ata MEYMUN (Bazıları alınmasın diye maymun demiyorum)

Ortak atamızın nasıl bir şeye benzediği hususundaki tartışmalar devam ediyor. Çoğunluk insanla maymun arasındaki kayıp halka olarak kabul edilen ortak atanın İspanya’daki kazılarda (Katalonya’da) bulunan Pierolapithecus catalaunicus olduğunu düşünüyor. 13 milyon yıl önce yaşayan insan/maymun ortak atasına ait fosiller 2002 yılında bulundu. Kendinden önce yaşayanlara göre daha iyi tırmanan gerektiğinde iki ayağı üzerinde yürüyebilen atamızın omurga ve göğüs kafesi yapısı insana çok benziyor. 
--------------
 

Bu yıl büyük bilim adamı Darwin’in doğumunun 200, “Türlerin Kökeni” adlı eserinin ise 150. yılı. Yılın dörtte biri geçti, konu bir türlü gündeme gelmedi diye düşünürken sağ olsun TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Ömer Cebeci’nin ambargosu sayesinde Darwin’i hatırladık.

Darwin ve evrim konusundaki tartışmalar daha yıllarca süreceğe benzer. Ülkemizdeki evrim tartışmasında üç taraf var. Birinci gurupta dindar gazeteler ve köşe yazarları var. Darwin’in bir sahtekâr ve din düşmanı olduğunu düşünüyor, görüşlerini açıkça yazıyorlar. Karşıt grupta ise sayıları az da olsa “evrim” gerçeğine inanmış yazarlar ve gerçek bilim adamları var. Benim derdim lafı ağzında geveleyen üçüncü gruptakilerle... Efendim, evrim gerçeğini Darwin’den önce İslam âlimi İbn Miskeveyh bulmuş, dinle evrim kuramı arasında aslında uyuşmazlık yokmuş, Darwin insan maymundan geldi dememiş de ortak atadan geldi demiş... Onlara bu ortak atanın neye benzediğini sormak isterdim. Cevabı ben vereyim; ortak atamız kıllı, küçük kafalı, küçük beyinli, alet kullanamayan bir yaratıktı. Yanda temsili resmini gördüğünüz yaratık bir insana mı benziyor yoksa maymuna mı? Hem sonra maymunlardan neden bu kadar nefret ettiğimizi de anlamıyorum. Bu öfkenin arkasında köpek başta olmak üzere hayvanlarla yıldızı barışmayan bir toplum olmamız gerçeği yatmasın sakın...

Din ile bilimin evrim konusunda aynı şeyi söylediğini iddia etmek, bilimsel kuramları dinsel inanışlarla örtüştürmeye çalışmak yanlış ve boş bir çabadır. Bilimin görevi çevremizdeki dünyayı anlamak, evrende gördüğümüz şeylere doğruya en yakın izahlar ve cevaplar bulmaya çalışmaktır. Bu kapsamda “evrim” bilimin konusudur ve taviz vermesi, görüşlerini yumuşatması gereken kurum “bilim” değildir. Bütün dünya tam bin beş yüz yıl boyunca kadınların Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığına ve erkeklerin bir kaburgasının eksik olduğuna inandırıldı. Anatomi uzmanı Dr. Andreas Vesalius, otopside erkeklerin bir kaburga kemiğinin eksik olmadığını gösterince kilise tarafından aforoz edilmişti. Onca yıldan sonra evrim konusundaki görüşlerinden taviz veren, gerçekleri kabul etmek zorunda kalan kurum kilise oldu. Şimdiki Papa evrimin kuramı için “teorinin ötesinde inandırıcılığı var” diyor. Daha da önemlisi Vatikan bu yıl Darwin için bir konferans düzenlemeye karar verdi. Onlar Evrim kuramını görmezden gelemeyeceklerini en azından tartışılması gerektiğini fark ettiler. Bizim Devlet Bakanımız Mehmet Aydın ise Evrim konusunu ve Darwin’i yalayıp yutmuş “Darwin yanlış yaptı ama sansür hataydı” diyor.

TÜRKİYE EVRİM ÖDÜLÜ

İnternette araştırdım şimdiye kadar bu ülkede kimseye sembolik de olsa bir “evrim ödülü” verilmemiş. Hâlbuki evrim konusunda büyük bir özveri ile çalışan bilim adamlarımız, evrim kuramının geniş kitleler tarafından anlaşılması için emek veren pırıl pırıl gençlerimiz var (Bkz:www.evrimianlamak.org, www.evrimcalişkanlari.org/blog. ). Üstelik bu çalışmaları bazıları gibi belediyelerden, cemaat vakıflarından maddi destek almadan yapıyorlar. İlk ödülü Darwin’in doğumunun 200. yılında vermek çok anlamlı olur.

ALTIN MAYMUN ÖDÜLÜ GOES TO...

Evrim ödülü oldu mu bir de karşıtı olmalı. Her sene Oscar ödül töreninden bir gün önce açıklanan ve yılın en kötü film ve oyuncularına verilen Altın Ahududu ödülünü (Razzie Awards) bilirsiniz. Neden bizim de bir “Altın Maymun” ödülümüz olmasın? Tahmin edin bakalım benim adayım kim? Ödül törenini TUBİTAK’da yapabiliriz.