|
Hepimiz sağlıklı ihtiyarlamak istiyoruz ama bunun için elimizden geleni yaptığımız pek söylenemez. Sağlığımızın kıymetini onu kaybetmeden bilmiyoruz. Doktor olmama rağmen gözümün kıymetini, keratit sonucu bir gözümüz iki gün süreyle kapalı tutmak zorunda kalınca anladım. Bir spor yaralanması sonrası koşmam yasaklanınca da “koşabilmenin ne büyük bir mutluluk” olduğunu fark ettim. Birisi bana “Sağlıklı insan kimdir?” diye sorsa şimdilik cevabım hazır: “Sağlıkli insan sıkıntısı olmadan yürüyebilen, koşabilen insandır?”
Dizlerimiz, vücudumuzda ki en önemli eklemlerimizdir. Hiç seslerini çıkarmadan hayatımızın sonuna kadar bizi taşıyacaklarını zannederiz ama genellikle öyle olmaz. Onlara iyi bakmadığımız için ellili yaşlardan sonra gelip geçici şikayetlerle bize kendilerini hatırlatmaya başlarlar. Yaş ilerledikçe ağrılar, tıkırtılar, gıcırtılar daha da artar. Araştırmalar yetmiş beş yaşını aşan insanların yüzde sekseninin diziyle sorunu olduğunu gösteriyor.
Diz eklemi artritinde eklem yüzeylerini kaplayan ve tampon görevi yapan kıkırdağın yer yer aşınması ve erimesi söz konusudur. Kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülür. Hareket kabiliyeti azalıp zamanla şekil bozukluğu ortaya çıkar. Önceleri aşırı yorulmayla, merdiven inip çıkmayla ortaya çıkan ağrılar bir süre sonra hastayı istrihatde de rahatsız eder. Özelikle sabah kalkınca, uzun süre hareketsiz kalıp yürüyünce, otobüs, tren yolculuklarında ben burdayım der. Hastaların bir kısmı havadaki değişikleri (mesela yağmurun yağacağını) dizleriyle hissedebilirler...
Diz artritinde “genetik yatkınlık” önemlidir. Eğer anne babanızda diz sorunları varsa sizde de olma şansı yüksek olduğu için genç yaşlarınızdan itibaren önlem almaya çalışmanızı tavsiye ederim.
DİZLERİMİN AĞRIMAMASI İÇİN NE YAPAYIM?
Diziyle sorunu olanların bir ortopedistle görüşmesi gerekiyor. Konunun uzmanları ilaçlar, eklem içi enjeksiyonlar ve diz operasyonları ile derdinize derman olmaya çalışacaklardır. Ben önce “dizlerinizi nasıl koruyacağınızı” anlatmak istiyorum.
1.Diz artritinin en büyün nedeni aşırı kilodur. Etrafınızda diziyle sorunu olanlara bakın; yüzde doksanı şişmandır. Yürüme kabiliyetleri azaldığı için kilo vermeleri de güçleşir. “Doktor bey, ah bir yürüyebilsem zayıflayacağım.” dediklerinde genellikle iş işten geçmiş olur. Kilo aldıkça dizleri bozulur, diz bozludukça hareket azalır ve kilo gelir. O halde birinci tavsiye: yaşınız kaç olursa olsun, diziniz ne kadar kötü olursa olsun yapacağınız birinci iş aşırı kilolarınızdan kurtulmaktır.
2.Bu ülkede kaç kişi düzenli yüzebilecek imkâna sahip derseniz bilmiyorum ama gene de yazmak zorundaydım: Yüzme ve su içi egzersizleri dizler için çok yararlıdır. Diz üzerinde hoplama, zıplama, ani durma, hareket gerektiren sporlar ve merdiven çıkmak aksine, rahatsızlığı artırır.
3.Mayo klinik tarafından yapılan bir çalışmada 265 hastaya 15 ay süreyle diz egzersizi yaptırılıyor. Diğer bir grup hasta egzersiz yapmıyor. Sürenin sonunda tekrar MR’lar alınarak mukayese yapıldığında egzersiz yapan grubun eklem kıkırdağındaki kaybın çok daha az olduğu görülüyor.
Sonuç: Yaşlılığınızda şiş ve ağrılı bir dize sahip olmak istemiyorsanız aşağıda anlatacağım egzersizi şimdiden yapmaya başlayın. Korkmayın, akşam TV karşısında otururken veya kitap okurken kolayca yapabilirsiniz.
Bir naylon poşetin içine 2 -3 kg. kadar kum koyun. Sonra 15 cm x 30 cm. boyutlarında bezden bir torba dikip içini kum doldurun. (İsterseniz spor mağazalarında satılan hazır ağırlıklardan satın alabilirsiniz). Ağırlığı ayak bileğinizin üzerine yerleştirin ve şekilde görüldüğü gibi ayağınızı kaldırıp, kaslarınız ağrıyana kadar düz tutun (B pozisyonu). Yorulunca indirin sonra tekrar kaldırıp gene ayağınızı düz tutun. Dikkat marifet; hızlı hızlı indirip kaldırmak değil, ayağı düz tutmaktır. Bu antremanı her gece yaparsanız diziniz üzerinde ki “quadriceps” kaslarınız kuvvetlenecek ve ayağa kalktığınızda dizinize binen yükü alarak kıkırdak dokusunu koruyacaktır.
Bu egzersizi 18-100 yaş arasında ki herkesin yapmasını tavsiye ediyorum. Biraz sıkıcı olduğunu kabul ediyorum. Bu yazıyı okumanıza rağmen çoğunuzun yapmayacağını, yapanlarında birkaç gün sonra bıkıp vazgeçeceğini de biliyorum. Ama hayatımızda ki her sorunda da böyle değil mi zaten; zor günler için önceden zahmede girenler (genellikle) sonuçta kazançlı çıkarlar.
Diz ağrısı çekenlere bir tavsiyem daha var. Portakal suyunun diz ağrılarına iyi geldiği gösterilmiştir. Bu olumlu etkinin, C vitaminin bilinen antienflamatuar etkisi dışında dışında portakaldaki başka bir maddeden ileri geldiği düşünülüyor. Portakal suyunu sabahları içmenizi önermem. Hele kilonuz fazlaysa, şekere yatkınlığınız varsa gün boyu sizi etkileyecek bir insülin şokuna neden olmamak için öğleden sonra içmeniz daha uygun olur. Bir bardak portakal suyu içmek yerine iki portakal yemenizi tavsiye ederim.
Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |