Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*
           Bazı rahatsızlıklar çok gürültülü seyreder ama çabuk iyi olurlar. Örneğin bademcikleriniz şiştiğinde sizden kötüsü yoktur, ateşiniz çıkar, nefes alamaz gibi olur “acaba gidici miyim?” diye şüphelenirken bir bakarsınız ki iyi olmuşsunuz. Buna karşılık bazı rahatsızlıklar ileri safhalara kadar kendilerini belli etmez ama hayatımızı tehdit edecek sonuçlar doğururlar. Sinsi hastalık denilince benim aklıma en önce “böbrek” gelir. İki böbreğinizden birisi tamamen iflas etse, hatta sağlam olanının da yarısı çalışamaz hale gelse,  gene de hasta olduğunuzu fark etmezsiniz.
Böbreklerimiz, kanımızı zararlı maddelerden temizlerken bir yandan da vücudumuzdaki su miktarını dengeler, her gün 200 litre kanı süzerek ortalama iki litre idrar yaparlar. Kemiklerimiz için gerekli olan vitamin D, kalsiyum, fosfor metabolizmasını düzenlemek, kan basıncını ayarlayan “renin” hormonunu salgılamak ta böbreklerimizin görevidir.  
            Bizimle birlikte yaşlanan böbreklerimizin süzme kabiliyeti her yıl belirli bir derecede azalır. Önemli olan, bu kıymetli organımızın hızlı yaşlanmasına mani olarak ileriki yıllarda bizi yarı yolda bırakmasını önlemektir. Böbreklerin hasta olması diğer organlarımızı da etkiler, örneğin kalp krizi ve felç riskinin artmasına neden olur. Bu yüzden bu değerli organımıza gözümüz gibi bakmalı, arasıra da “bir sorun var mı acaba?” diye kontrol etmeliyiz.
Gizli böbrek hastalığı şikâyete neden olur mu?
            Böbrek hastalarında en sık görülen şikâyetler halsizlik ve yorgunluktur. Soluk bir renk görülebilir. Böbrek hastaları özellikle geceleri daha çok olmak üzere sık sık idrara çıkabilirler. Göz kapaklarında ve ayaklarda şişme görülebilir. İştah kaybı, bulantı ve kusma gibi belirtiler ancak ileri dönemlerde ortaya çıkar. Kaşınma, deride durduk yere morarmalar, baş ağrısı, el ve ayak uyuşmaları, uyku bozuklukları görülebilir.  
Kronik böbrek yetmezliği ne demektir?
            Böbreklerin, geri dönüşümü olmayan ve vücudun ihtiyacını karşılayamayacak kadar hasar görmesi halidir. Böbrek yetmezliğinin beş evresi vardır. En ağır tabloda böbrekler süzme kabiliyetini tamamıyla kaybetmiştir. Bu hastaların kanlarını temizletmek için düzenli aralıklarla diyaliz makinesine bağlanması ya da böbrek nakli yapılması gerekir. Ülkemizde 50 bin kronik böbrek hastası vardır ve bu rakam her yıl daha da artmaktadır.
Böbrek yetmezliği neden olur?
1-En büyük nedenlerden birisi “şeker hastalığı”dır. Şeker hastalarını buradan uyarmak istiyorum; ilerde sıkıntı çekmek istemiyorlarsa diyetlerine dikkat ederek, ilaçlarını düzenli kullanarak kan şeker seviyelerini mümkün olduğunca normal sınırlar içinde tutmaları gerekir. 
2-İkinci büyük neden “yüksek tansiyon”dur.Türkiye’de her üç yetişkinden birisi yüksek tansiyon hastası ve maalesef bu hastaların çoğu yüksek tansiyonun ilerde böbrek hastalığına neden olacağını bilmiyor, “tansiyonum yüksek ama bana bir sorun yaratmıyor” deme hatasında bulunuyorlar. Onlara böbrek yetmezliği ortaya çıktıktan sonra ilaç kullanmanın bir işe yaramadığını hatırlatmak isterim.  
3-Glomerulonefrit dediğimiz böbreklerin mikroplu veya mikropsuz iltihapları zaman içinde böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle çocukluklarında nefrit geçiren kişilerin daha dikkatli olmaları, hiç olmazsa yılda bir kez kontrol yaptırmaları gerekir.
4-Aileden geçen polikistik böbrek hastalığında (ultrasonda çıkan bir iki kist için telaşlanmayın) böbrekler yüzlerce minik kistle iş göremez hale gelir ve bu durum ilerde böbrek yetmezliğine neden olabilir.
5-Başta acetaminofen, parsetamol, iburprofen olmak üzere tüm ağrı kesiciler böbrekleri zorlarlar. Bizim ülkede yaşlı insanlar leblebi gibi ağrı kesici yutarak karaciğer ve böbreklerini (dolayısı ile hayatlarını) tehlikeye atıyorlar. Aile büyüklerinizi ağrı gidericilerin yan tesirleri hakkında uyarmayı ihmal etmeyin.
6-Sık düşürülen böbrek taşları, böbrek operasyonları, ileri evre prostat hipertrofileri ve böbrek kanserleri de yetmezliğe neden olabilir.
Böbreklerimizi nasıl kontrol edebiliriz?
            Böbrekleri kontrol etmenin en basit yollarından birisi “basit idrar tetkiki”dir. İdrarda kan, iltihap hücreleri veya “protein/albumin” bulunması önemlidir. "Mikroalbuminüri" böbrek süzgecinin albumin sızdırmaya başladığını gösterir ve erken bir bulgu olarak önemlidir. Üre, kreatin gibi testlerin yüksek çıkması böbreklerin yeteri kadar çalışmadığını-kanı temizlemediğini gösterir ama bu testler oldukça geç evrede yükselir bu yüzden normal olmaları böbreklerinizin sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Önemli olan bu iki değer yükselmeden, yani böbrek tam olarak bozulmadan teşhis koyup gerekli tedbirleri almaktır.
            Böbreklerin durumunu en iyi gösteren test böbreklerin atık maddeleri süzme kabiliyetini gösteren Glomerular Filtrasyon Hızı (en çok yapılanı kreatinin klirensi) testidir. Bu değerin 90 mililitre/litre üzerinde olması böbreklerde sorun olmadığını gösterir.
Böbreklerin ultrasonografik olarak görülmesi de böbreklerin kalitesi hakkında bize önemli ipuçları verir. Eğer hiç yaptırmadıysanız bir kereliğine “üst batın sonografisi” yaptırarak böbrekler, safra kesesi, dalak gibi organlarınız hakkında bilgi sahibi olun ve raporu sağlık dosyanıza yerleştirin.
           Hayvansal proteinin (et, süt ürünleri, yumurta vb.) böbreğin asit yükünü artırarak böbrek yetmezliğini tetiklediğini unutmayın.  
01 Ekim 2009 Perşembe / 44161 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2025 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895