Üye Girişi
E-Posta Adresiniz :
Şifreniz :
Üyelik Formu
E-Posta Adresiniz :
*
Şifreniz :
*
Adınız :
*
Soyadınız :
*

 

            Ülkemizde ki boşanma istatistiklerine ilişkin enteresan bir bilgi vereyim size. On yıl öncesine göre kıyaslandığında her yaş grubunda ki boşanmalarda ortalama  %45-70 civarında artış var. Ancak ne hikmetse “16 yıldan fazla evli çiftler” arasında ki boşanma oranında ki artış çok daha fazla: %121.  Daha önce “eski evliler”le ilgili bir ayrılık haberi duyduğumuzda şaşırıp “Bunca yıldan sonra dertleri ne acaba?” derdik. Son yıllarda bu haberler o kadar sıklaştı ki artık 40 yıl aynı yastığa baş koyduktan sonra boşanan çiftler bizi şaşırtmıyor (2003 yılında 16 yıldan fazla evli olan 10.763 çift boşanmış).       

            Sizce “eski evli” ler eskiye göre neden daha çok boşanıyorlar?

            a) Son on yılda ki gelir seviyesi artışın getirdiği ekonomik özgürlük.

            b) Toplumun evli erkeklerle ilişki kuran bayanlara daha hoşgörülü yaklaşması.                 

            c) Demirperde’nin çöküşüyle kuzeyden gelen sarışın bayanların cazibesi.

            d) Viagra ve benzeri ilaçların kullanımının yaygınlaşması.

 

AİLEYE YATIRIM

            Evlenme çağına gelen kişilerin imzayı atmadan önce bir ailenin sorumluluğunu alıp alamayacağına karar vermesi gerekir. “Bekar yaşamak” da bir seçenektir. Evlenmeyen, buna karşılık işlerinde başarılı, hayatlarından memnun pek çok insan tanıyoruz. Ama hem evlenip hayalinizde ki “aile tablosu”nun mutlu bir ferdi olmak hem de istediğiniz gibi yaşamak isterseniz bu biraz zor.

            Şimdi bir soru soralım?  “Maddi imkanları sınırlı” ama birbirlerini seven mutlu bir ailenin bireyi mi yoksa “ultra zengin” ama birbirini savcıya ve gazetelere “sadakatsizlik ve haysiyetsizlikle” ihbar eden bir ailenin bireyi mi olmak isterdiniz?”

            Hemen cevap vermeden önce iyi düşünün.

            Bir yanda trilyonlar var.Hayatınız boyunca sıkıntı çekmeyeceksiniz. Yatlar, katlar, yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda: Ama evde huzur yok...

            Diğer yanda evde sizin yolunuzu beklediğinden emin olduğunuz eşiniz ve çocuklarınız var. Siz onları seviyorsunuz, onlar sizi özlüyorlar: Ama cepte para yok...

            Şimdi sakın “İkisi de olsa olmaz mı?” demeyin. İstisnaları ve babadan zenginleri saymazsak ikisi beraber pek olmuyor.

            Eğer birinci şıkkı seçiyorsanız yatırımınızı işinize yapmanız lazım. Uzun iş seyahatleri yapıp, geceleri geç vakitlere kadar çalışırsınız. Kazandıkça kazanasınız gelir. Bu arada her ihtimale karşı, ilerde sermayeyi eşinize kaptırmamak için önlem almanızda fayda var. Örneğin; evin tapusu kardeşinizin üstüne yapabilir, mağazaları şirkete, paraları yurtdışındaki bankaya, hisse senetleri özel kasaya koyabilirsiniz.

            Yok ikinci şıkkı tercih ediyorsanız, yani sizin için aileniz daha önemli ise yatırımı da ailenize yapmanız lazım. O zaman eşinizi ve çocuklarınızı her şeyin önüne koymanız onları hiçbir zaman ihmal etmemeniz gerekir. İstediğiniz gibi gezemezsiniz, istediğiniz kişilerle arkadaş olamazsınız hatta işinizle bile istediğiniz kadar ilgilenemezsiniz. Masraflarınız her geçen gün katlanarak artar. Çocukların sorunları onlar büyüdükçe büyür.

             Ancaaaak... Bir gün masanın etrafında ailenizle yemek yerken aynı şeye güldüğünüzü, aynı  şeyler için üzüldüğünüzü fark ettiğiniz anda o kadar büyük bir mutluluk duyarsınız ki terazinin diğer kefesine koyacağınız trilyonlar hafif gelir.

            Söylemek istediğim şu “aile” ve “evlilik” kendi başına, siz ilgilenmeden, özen göstermeden, vakit ayırmadan yürüyecek basit bir kurum değildir. Aileniz sizin için önemliyse yatırımı ailenize yapmanız, ailenize, en önemli işiniz gibi odaklanmanız gerekir. Evliliklerin bozulmasında ki en önemli faktörlerden birisinin “aileyi önemsememek”, nasıl olsa yürüyor diyerek “eş ve çocuklara yeteri kadar zaman ayırmamak” olduğunu düşünüyorum..

            Bu yazı bir “sakın boşanmayın” yazısı değildir. Bazen ne yaparsanız yapın yürümeyecek evlilikler, düzelmeyecek ilişkiler olduğunu görüyoruz. Son günlerde gündemde olan örnek de olduğu gibi ilişki “önce kim kimi boynuzladı” noktasına geldiyse yapacak fazla bir şey yoktur artık.

            “Eğer evliliğinizin yürümesini istiyorsanız lekeye değil, her zaman güzelliğe bakmayı bilmelisiniz. İster bir eşte olsun, ister bir çocukta, komşunuzda, patronunuzda, arkadaşınızda ne kadar leke ararsanız o kadar leke bulursunuz.” Steven W, Vannoy

 

 

01 Mart 2008 Cumartesi / 19416 Kişi Okudu
Yorumlar
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul
Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895