|
Ne yiyip ne içeceğimize kendimiz karar vermiyoruz. Uluslararası “üretici birlikleri” karar veriyor. Bir araya gelerek ortak bir reklam bütçesi oluşturuyor, sağlık kuruluşlarına bağış yaparak araştırmaları yönlendiriyor, basına ve televizyona beynimizi yıkamak üzere gizli ve açık reklamlar veriyorlar. Bazı birlikleri hatırlayalım: Yumurta üreticileri birliği, Şarap üreticileri birliği, Zeytinyağı üreticileri birliği, Süt üreticileri birliği, Mısır üreticileri birliği, Et üreticileri birliği... Saymakla bitiremeyiz, neredeyse her ürünün bir birliği var.
Basında son altı aydır çikolatanın ne kadar yararlı olduğuna dair çıkan haberleri izlemişsinizdir. Ne hikmetse dünyadaki tüm üniversiteler çikolatanın faydaları ile ilgili açıklamalarda bulundular!.. Kalp krizini önlüyor, felci önlüyor, aganigiye faydasını zaten biliyoruz!... Benim kalp hastalarımın hepsi bitter çikolata yemeye başladı. Kimse çikolatanın yüksek kalori içeriğine, şeker muhtevasına bakmıyor, madem faydalıymış bizde yiyelim diyorlar. Şeker hastaları bile her gün bir parça çikolata yer hale geldi. Çikolata gerçekten söylendiği kadar faydalı mı? Şeker hastası değilseniz, gizli şekeriniz, fazla kilonuz, tansiyon yüksekliğiniz yoksa, kolesterolünüz yüksek değilse, kalp hastalığı riskiniz yoksa faydalıdır. Saydıklarımdan biri bile varsa çikolatayı ağzınıza atmadan önce biraz düşünmenizi tavsiye ederim. Unutmamamız gereken bir başka nokta daha var: çikolata bağımlılık yapan yiyeceklerin başında gelir. Bu şu anlama gelir; madem faydalıymış her gün bir küçük parça yiyeyim diyerek yemeye başlar altı ayın sonunda her gün bir kare çikolatanın sizi kesmediğini fark edersiniz.
Bu ay California Üniversitesi tarafından yapılan ve Archives of İnternal Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışma yeni bir tartışma başlattı: fazla çikolata yiyenlerde depresyon daha çok görülüyormuş. Bilim adamları çikolatada bulunan yağların, vücudumuzda bulunan omega-3 yağ asitlerinin miktarını azalttığını ve bu yolla depresyona neden olduğunu söylüyorlar. Bence işin bir de psikolojik yönü var. Gördüğüm kadarıyla pek çok insan çikolatayı kestirme yoldan mutluk olmak için yiyor. İşte bir şeye canınız sıkılmış eve geliyorsunuz, at ağzına bir parça çikolata... Hooop... Gelsin mutluluk. Devamlı kilo alan bir hastam, kocasına kızdıkça çikolata yediğini söyledi, anladım ki o da çikolatayı yatıştırıcı gibi kullanıyor.
Aslında doğrudur, dondurma yalamak, çikolata yemek mutluluk hormonları salgılatır. Kötü tarafı kolay elde edilen bu mutlulukların çok kısa sürmesidir, saman alevi gibi parlayıp sönerler. Sonra? Ya ağzınıza bir parça daha atacaksınız (gelsin kilolar) ya da kendinize hâkim olmaya çalışacaksınız (gelsin depresyon.) Pişti oyununu hepimiz biliriz. Hayatında hiç pişti oynamamış birisine beş dakikada kuralları öğretebilir, on dakikada keyifli bir oyunun içine dalabilirsiniz. Yarım saat bilemedin bir saat neşeyle oynarsınız. Sonra? Sonrası sıkar. Masadan kalkar kalkmaz biraz önce olanları, yaşadığınız heyecanı unutursunuz. Satranç da bir oyunudur ama eğitim gerektirir. İyi bir satranç oyuncusu olmak için uzun bir öğrenim süreci gerekir. Buna karşılık satranç oyunundan alacağınız heyecan ve mutluluk pişti ile kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Yaptığınız hamleler birkaç gün boyunca aklınızdan çıkmaz. Pişti oyunu gibi, çikolata gibi çabuk elde edilen, kolay mutluluklar geldikleri gibi hızla giderler.
Sadede gelelim:
1) Faydalı diye her gün bir parça çikolata yiyelim önerisi bana pek akla yatkın gelmiyor. Bitter çikolata enfes bir tattır ama az da olsa şeker içerir. İdeal olanı hiç yememektir, kırk yılın başında yenilebilir.
2) Görsel ve yazılı basındaki “şu faydalı, bu faydalı” haberlerini takip ederken üretici birliklerin dolduruşuna gelmeyelim, her faydalı denileni ağzımıza atmayalım.
Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |