FURKANA MEKTUP

Sevgili Furkan; Mavi Marmara gemisinde ölenler arasında resmini görünce boğazım düğümlendi. Hele çalışkan bir lise talebesi olduğunu öğrenince ağlamamak için kendimi zor tuttum. Yazık olmuş dedim, bu efendi, pırıl pırıl, aslan gibi gence yazık olmuş... Daha çocukmuşsun sen be Furkan... Liseyi bitirmemiş, üniversiteye gitmemişsin, tanrı bilir, daha âşık bile olmamış, bir kızın koynuna girmemişsindir. Güzel yüzüne kurşun sıkan İsrail Askerlerinin o sırada tanrının emrini yerine getirdiklerine inandıklarından eminim: (Tevrat 1.Samuel bölümü 3.ayet: "Onları ve her şeylerini tamamen yok et, onlara acıma, erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe hepsini öldür.) Aynı senin, çıktığın yolculukta şehit olduğun takdirde cennete gideceğine inandığın gibi: (Kuran Tevbe, 9/111 Allah, kendi yolunda çarpışıp öldüren ve öldürülen müminlerden, karşılığı cennet olmak üzere, mallarını ve canlarını satın almıştır.) Ahhhh sevgili Furkan ah... Bilir misin binlerce yıldır din adına ne savaşlar yapıldı, ne kanlar aktı... Hep senin gibi iyiler, dürüstler, en çalışkanlar ön saflarda can verdiler, kurnazlar, açıkgözler arkada mallarına mal katmaya, villalarında sefa sürmeye devam ettiler.

Senden sonra bizler sokaklara çıkıp hep birlikte İsrail Devletini lanetledik. Serbest bırakılan arkadaşlarını alkışlarla karşıladık. Onlarda bize otobüs camlarından zafer işareti yaptılar (neyin zaferiyse...). Cenaze namazlarınız çok kalabalıktı. Bakanlar, milletvekilleri, belediye reisleri, diyanet yetkilileri ön saflarda yerlerini aldılar. Seni hiçbir zaman unutmayacaklarına dair söz verdiler ama inanma, birkaç gün daha konuşacak, sonra arkalarını dönüp işlerine güçlerine devam edecekler. Bu arada ateş düştüğü yeri yakacak ve olan zavallı annene babana olacak.

Furkancığım merak ettim gemide belediyelerden, bakanlıklardan ihale alan müteahhitlerin oğullarından biri var mıydı? Ya da şu market zinciri sahiplerinden, armatörlerden birinin oğlu? Sen gemideyken onlar babalarının kurup kendilerine devrettiği işlerine son model cipleriyle gittiler. Gemide olmasalar da abluka kalkar kalkmaz Gazzeye ilk onların gideceğini bil. Sayenizde o bölgelerde daha kolay iş bağlantısı yapacak, daha çok kazanacak, daha çabuk zengin olacaklar. Biz de Gazze marketlerinde Türk malları satılıyor diye övüneceğiz.

Bu arada Araplar, ambargo uyguladıkları Gazzeye bizim sahiplenmemizden memnun görünüyorlar. Muhtemelen daha önce Anadolu’dan gidip Yemende Hicazda kendileri için can veren gençleri hatırlıyor, birbirlerine "Biz kenardan gaz vermeye devam edelim, nasıl olsa Türkler bizim yerimize İsraille savaşıyor" diyorlardır. Mısırın, (hani o büyük İslam âlimleri yetiştiren El-Ezher Üniversitesinin olduğu Mısır) soydaşlarına uygulanan ambargoya destek verdiğini biliyordun sanırım. Bir haber de İrandan vereyim. Biraz şikâyet gibi olacak ama sen gemide kurşunlanırken İran Devleti, parasını Amerikan dolarına yatırma kararı aldı. Tek avuntumuz başbakanımızın Arap ülkelerinde çok sevilmesi, resimlerinin karaborsaya düşmesi!

Sizin seferi organize eden İHA Genel Başkanı döner dönmez mikrofonların karşısına çıktı: "Size müjdeler veriyorum. Yeryüzüne bereket geldi. Şehitlerimiz çoğaldı..." dedi. Neyi müjdeledi, yeryüzünün neresine bereket geldi, şehit vermek neden hoşuna gidiyor anlamadım... Anladığım tek şey var; bu ülke senin gibi pırıl pırıl bir gencini çocuk denecek yaşta yok yere kaybetti.

Okuduğun lisenin müdüründen de benzer bir açıklama geldi, senden bahisle "Onunla gururluyuz, mutluyuz, üzüntülüyüz. Hepimize örnek oldu" diyor. Yanında olsam, bir lise müdürü olarak en önemli vazifesinin okulundaki öğrencileri tehlikeden uzak tutmak, iyi bir eğitim almalarını sağlamak olduğunu söylerdim.

Sevgili Furkan, Kayseride arkalarında namaz kıldığın, sohbetlerine katıldığın ağabeylerin senin ölümüne benim kadar üzüldüler mi bilmiyorum. Onlar da İHA genel başkanı gibi "Şehitlerimiz çoğaldı" diyerek seviniyor, birbirlerini tebrik ediyorlarsa yazıklar olsun. Umarım acınız hemen unutulmaz, bir daha da böyle bir işe kalkışılmaz. Eğer söyledikleri gibi yeni seferler düzenleyeceklerse yolları açık, gazaları mübarek olsun... Gemilerine binip istedikleri yere gitsinler, yeter ki bundan sonra senin gibi masum gençlerin aklını çelmesinler, yeter ki Türkiye Cumhuriyeti’ni bin beş yüz yıldır bitmeyen kanlı savaşlarının içine çekmesinler.