|
İlaç firmaları kafaya koymuşlar; bize illa şeker ilacı yutturacaklar. Şekerinizin yüksek olup olmaması önemli değil, kilonuz biraz fazla ise ya “insülin direnci”, ya “hipoglisemi” ya da “gizli şeker” tanılarından birini alıyorsunuz. İşin komik tarafı şekeriniz düşse de çıksa da aynı ilaç veriliyor. “Bu ilacı yutun kilo vermenize de yardımcı olur” cümlesi sihirli bir anahtar gibi her kapıyı açıyor. En ilaca karşı olanlar bile diyet yapmadan zayıflayacaklarını duyunca şekerleri düşük olsa bile ilaca başlamaya karar veriyorlar. Gerçek şeker hastalarının sayısının her yıl katlanarak arttığı bir gerçek. Bunun iki nedeni var. Birinci nedeni gittikçe şişmanlamamız. Biliyorsunuz şişman insan sayısında ABD ye yaklaştık. (Yakında geçeriz.) İkinci neden pazar paylarını büyültmek isteyen uluslararası firmalar arasındaki rekabet. İlaç firmaları bir yandan halkı ve doktorları şeker hastalığının zararları konusunda bilinçlendirmeye çalışırken bir yandan da ilaç kullanan hasta sayısını artırmak için tedaviye mümkün olduğu kadar erken başlanmasını ve kan şeker seviyesinin ilaçla mümkün olduğu kadar aşağı çekilmesini öneriyorlar. Bu yanlış bilgi bombardımanı insanların gereksiz yere erken yaşta şeker hastalığı tanısı almalarına ve erken yaşta boş yere ilaç yutmalarına neden oluyor. Tekrar vurgulayalım; şeker hastalığı gerçekten de içten içe organlarımızı çürüten, kalp başta olmak üzere, böbrek, göz, damar hastalığı gibi hayatı organlarda kalıcı hasarlara neden olan önemli bir rahatsızlıktır. Ancak bu gerçek herkesin gerekmediği halde şeker ilacı kullanmasını gerektirmez. Şeker hastalığı ile mücadele etmek için erkenden ilaca başlamak yerine yaşam tarzımızı değiştirmemiz, spora başlamamız, diyetimize dikkat etmemiz gerekir. Şeker ilacına ne zaman başlanmalı? Şeker hastalığının zararları konusunda hepimiz hemfikiriz. Buna karşılık ilaç tedavisine ne zaman başlanacağı konusunda fikir ayrılıkları var. Bir kısım meslektaşlarım hemen ilaca başlanmasının iyi olacağını düşünüyorlar. Ben bu yaklaşımın hastaları tembelliğe ittiğini, diyeti ve sporu ikinci plana atmalarına neden olduğunu düşünüyorum. Diyet yapmak yerine şeker hapı almayı tercih eden hastaların kafasında şöyle yanlış bir düşünce oluyor: "Mademki önemli olan şekerin düşük olması ben de şeker hapı yutarak şekerimi düşürürüm. Böylece sıkı bir şeker rejimi yapmama gerek kalmaz. İstediğim şeyleri yeme imkânım olur." İlacın iştahsızlık oluşturma ve kilo verme etkisinin geçici olduğunu bilmeyen bu arada birkaç kilo da zayıflayan hastalar ilk aylarda memnun kalıyor, ilacı aldıkça kilo vermenin devam edeceğini düşünüyorlar ama maalesef öyle olmuyor, bir süre sonra kilo almaya başlıyorlar. Şeker ilaçlarının oldukça ciddi yan tesirleri olduğunu unutmamak gerekir. İlaca ne kadar erken başlanırsa bu yan tesirlere o kadar çabuk maruz kalınır. Tip II diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu uzun vadede kilo aldırır. Metformin grubu ilaçların kalsiyum metabolizmasını olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Metformin alan hastaların %10-30 unda vitamin B12 absorbsiyonunda azalma görülmüştür. Önerilerim: 1-Gelecekteki komplikasyonların önlenmesi açısından şekerinizi diyet ve sporla düşürmeniz ilaçla düşürmenizden daha yararlı ve daha etkilidir. Araştırmalar diyet ve egzersiz yapmanın şeker hastalığını önlemek açısından ilaçtan daha etkili olduğunu göstermektedir. NEJM dergisinde yayınlanan bir çalışmada (Şubat, 2002) kan şeker seviyeleri sınırı aşan 3200 kişi üç gruba ayrılıyor. Bir gruba plasebo, diğer gruba günde iki kez Glukofaj veriliyor, üçüncü grup spor ve diyet programına alınıyor. Üç yıllık takip sonucunda tip II şeker gelişimi riskinin diyet, spor grubunda % 58, ilaç grubunda ise %31 oranında azaldığı görülüyor. 2-Kan şeker seviyesinin ilaçlarla aşırı miktarda düşürülmesi kalp hastalığı riskini önemli ölçüde artırır. 3-Şeker ilacı kullananların hipoglisemiye (düşük şeker nöbeti) girme riski artar. . Hipoglisemi, kendisini ilaçtan veya yemekten belirli bir süre sonra acıkma hissi ile birlikte hafif bir terleme, çarpıntı, titreme ve aşırı halsizlik ile gösterir. Kan şekeri genellikle 70 altına düşer. Hastalar 5-10 dakika içinde kendiliğinden düzelir veya ağızlarına bir şey atarak normale dönerler. Eğer ilaç kullanırken bu tip nöbetler (seyrek de olsa) geçiriyorsanız hemen doktorunuzu uyarın ve ilaç dozunuzun yeniden düzenlenmesini sağlayın. 4-Diyet ve yürüyüşten asla vaz geçmeyin, şekerinizi ve üç aylık şekerinizi düzenli aralıklarla kontrol edin HbA1C seviyenizin 7’nin üzerinde çıkması halinde ilaç tedavisine başlanmak üzere doktorunuzla temasa geçin. Yorumlar
|
Copyright © 2006 - 2024 DoktorMurat.Net, Yasal Uyarı ve Gizlilik, Site Haritasi
Dr.Murat KINIKOĞLU Sağlıklı Yaşam Rehberiniz
İntermed Sağlık Merkezi Teşvikiye cad. No: 63 Nişantaşı Şişli/İstanbul Tel: 0212 225 06 60 - Faks: 0212 2250895 |